YOKSULLUK NAFAKASI

  1. Yoksulluk Nafakasının Tanımı ve Hukuki Temelleri: Yoksulluk nafakasının ne anlama geldiği, TMK 175. maddeye göre hangi şartlarda talep edilebileceği ve bu nafakanın amacı
  2. Yoksulluk Nafakasının Şartları: Nafaka talep edebilmek için gerekli şartlar, özellikle ekonomik durumu kötüleşen ve boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan eşin nafaka talebinde bulunabileceği noktalar.
  3. Nafaka Miktarının Belirlenmesi: Mahkemelerin, yoksulluk nafakasını belirlerken dikkate aldığı kıstaslar, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın adil olarak tayin edilmesindeki faktörler.
  4. Nafakanın Süresi ve İptali: Yoksulluk nafakasının süresiz olarak bağlanabileceği ancak belirli şartlarda sona erebileceği durumlar. Örneğin, nafaka alacaklısının evlenmesi, ekonomik durumunun düzelmesi gibi durumlarda iptal süreci.
  5. Nafaka Borçlusunun İtirazları: Nafaka borçlusunun, nafakanın azaltılması veya tamamen kaldırılması için hangi durumlarda itirazda bulunabileceği.
  6. Yargıtay Kararları Işığında Yoksulluk Nafakası: Yargıtay’ın yoksulluk nafakası ile ilgili güncel içtihatlarını ve bu nafakanın taraflar üzerindeki etkilerini örnek kararlar üzerinden değerlendirebiliriz.

1.)YOKSULLUK NAFAKASININ TANIMI VE HUKUKİ TEMELLERİ: Yoksulluk nafakası, boşanma sonrasında yoksulluğa düşecek tarafa diğer eş tarafından ödenen mali bir destek olarak tanımlanır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, yoksulluk nafakasının yasal dayanağını oluşturur ve hangi durumlarda talep edilebileceğini düzenler. TMK 175’e göre, boşanma nedeniyle ekonomik olarak zor duruma düşecek ve yoksulluğa sürüklenecek taraf, kusurunun daha ağır olmaması koşuluyla, diğer eşten mali destek talep etme hakkına sahiptir. Bu nafaka türü, tarafların boşanma sonrasındaki hayat standartlarının büyük ölçüde korunmasını ve ekonomik denge sağlanmasını hedefler.

Bu nafakanın temel amacı, boşanma sonrası maddi imkansızlıklar nedeniyle bir tarafın yaşam kalitesinin düşmesini önlemek ve ona sosyal olarak koruma sağlamaktır. Boşanma sürecinde yoksulluk riski taşıyan tarafın, boşanmanın ardından yeni bir hayata adım atarken yaşamsal ihtiyaçlarını karşılayabilmesi önem arz eder. Bu noktada, yoksulluk nafakası özellikle evliliğin süresi boyunca çalışma hayatından uzak kalan veya ekonomik bağımsızlık kazanmamış olan eş için hayati bir öneme sahiptir. Kanunun öngördüğü bu koruma, boşanmanın her iki taraf için de adil bir şekilde sonuçlanmasını sağlamayı ve sosyal devlet ilkesine uygun olarak bireylerin temel ihtiyaçlarının güvence altına alınmasını amaçlar.

Yoksulluk nafakası, boşanma davası sırasında ya da boşanma kesinleştikten sonra açılacak ayrı bir dava ile talep edilebilir. Ancak, nafaka talebinde bulunan eşin kendisinin ağır kusurlu olmaması, yani boşanmanın esas sebebi olarak tam anlamıyla sorumlu tutulmaması gerekir. Böylelikle, yoksulluk nafakasının amacı, taraflar arasında boşanma sonrası doğabilecek ekonomik dengesizliği gidermek ve ihtiyaç sahibi olan tarafa asgari yaşam standartlarını sürdürebilmesi için gerekli desteği sağlamaktır.

2.)YOKSULLUK NAFAKASININ ŞARTLARI:

Yoksulluk nafakası talep edebilmek için belirli şartların yerine getirilmesi gerekir. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, yoksulluk nafakasına hak kazanmanın ana koşullarını düzenlemektedir. Bu hükme göre, nafaka talep eden tarafın, boşanma sonucu ekonomik olarak zor bir duruma düşecek, yani yoksulluğa sürüklenecek olması gerekir.

1. Yoksulluğa Düşme Durumu: Boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan taraf, yoksulluk nafakası talep edebilir. Yoksulluk, bir kimsenin asgari geçimini sağlamaktan aciz durumda olması şeklinde tanımlanır. Dolayısıyla, nafaka talep eden eşin, kendi gelir kaynaklarının yaşamını idame ettirmeye yeterli olmaması şarttır. Burada ekonomik durumu kötüleşmiş, işsiz kalmış veya maddi imkanları ciddi oranda azalmış olan bir tarafın yoksulluk nafakası talebi, yasal olarak karşılık bulabilir.

2. Ağır Kusurlu Olmama Şartı: Nafaka talep eden tarafın boşanmaya sebep olan olaylarda diğer eşe göre daha ağır bir kusuru bulunmamalıdır. Kanun, kusurlu bir eşin nafaka talep etmesini engellemez ancak ağır kusurlu olmama şartı arar. Örneğin, aldatma gibi boşanmaya doğrudan sebebiyet veren ağır kusurlu davranışlarda bulunan taraf, nafaka talebinde bulunamaz.

3. Maddi Güvenceden Yoksun Olma Durumu: Nafaka talebinde bulunan eşin, boşanma sonrası kendisini ekonomik olarak destekleyecek bir maddi güvenceye sahip olmaması gereklidir. Burada kişinin sahip olduğu malvarlığı, gelir durumu, yaşı, sağlık durumu ve mesleki yeterliliği dikkate alınır. Örneğin, çalışabilecek durumda olan, mesleki becerilere sahip bir birey yoksulluk nafakasına daha zor hak kazanabilirken, işgücünden uzak kalmış, yaşı ilerlemiş veya ciddi bir sağlık sorunu olan tarafın nafaka talebine hak tanınması daha olasıdır.

4. Mevcut Gelirin Yetersiz Olması: Nafaka talep eden eşin geliri varsa bile bu gelirin asgari geçim düzeyinin altında olması durumunda yoksulluk nafakası talep edilebilir. Örneğin, yarı zamanlı bir işte çalışan veya düşük gelir elde eden bir birey, asgari yaşam ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa yoksulluk nafakasına hak kazanabilir. Mahkeme, bu durumda, mevcut gelir ile bireyin yaşam giderleri arasındaki dengeyi inceleyerek nafaka miktarını belirler.

Bu şartlar, yoksulluk nafakasının, boşanma sonrası ekonomik dengesizliğin önlenmesi amacıyla yoksulluk riski taşıyan tarafa verilmesini sağlamaktadır. Nafaka talep eden taraf, bu koşulları kanıtlamakla yükümlüdür ve mahkeme bu hususları titizlikle değerlendirerek karar verir.

3.)NAFAKA MİKTARININ BELİRLENMESİ:

Yoksulluk nafakasının miktarının belirlenmesi, mahkemelerin tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını detaylı bir şekilde incelemesiyle gerçekleşir. Türk Medeni Kanunu’nun yoksulluk nafakasına dair düzenlemelerinde açıkça belirtilmemiş olsa da, yargı kararları ve içtihatlar doğrultusunda nafaka miktarının tespitinde adil ve hakkaniyetli bir denge gözetilir. Bu süreçte mahkemelerin dikkate aldığı başlıca faktörler şu şekildedir:

1. Tarafların Ekonomik Durumu: Nafaka miktarının belirlenmesinde, nafaka talep eden tarafın mali durumu, gelir kaynakları ve varlıkları göz önüne alınır. Aynı zamanda, nafaka ödeyecek olan eşin maddi gücü, aylık gelirleri, sahip olduğu taşınır ve taşınmaz mallar da incelenir. Mahkeme, her iki tarafın ekonomik durumu arasında bir denge kurmaya çalışır ve nafaka miktarını bu dengeye göre belirler.

2. Tarafların Sosyal Durumu ve Yaşam Standartları: Eşlerin boşanma öncesindeki yaşam standartları ve sosyal durumu, nafaka miktarının tespitinde önemlidir. Özellikle evlilik süresince lüks veya yüksek bir yaşam standardı sürdüren bir eşin boşanma sonrası bu standartlara göre yaşamaya devam edebilmesi için mahkeme, daha yüksek bir nafaka bağlayabilir. Bu nedenle, mahkeme, tarafların sosyal statülerine uygun bir nafaka miktarı belirlemeyi amaçlar.

3. Evlilik Süresi: Uzun süreli evliliklerde, tarafların boşanma sonrası hayatlarını yeniden kurmaları daha zor olabileceği için nafaka miktarı genellikle daha yüksek tutulur. Kısa süreli evliliklerde ise tarafların nafaka talebinde bulunması veya yüksek nafaka bağlanması daha nadir görülür.

4. Nafaka Alacaklısının Yaşı ve Sağlık Durumu: Nafaka talep eden tarafın yaşı ve sağlık durumu da dikkate alınan önemli bir faktördür. Çalışma gücünden yoksun, yaşlı veya sağlık sorunları nedeniyle çalışamayan taraf için mahkeme, yaşamını idame ettirebilmesi için daha yüksek bir nafaka öngörebilir. Bu durumdaki bir taraf, daha uzun süre ve daha yüksek miktarda nafaka alabilir.

5. Nafaka Talep Eden Tarafın Çalışma ve Kazanma Potansiyeli: Mahkeme, nafaka alacaklısının iş gücü ve mesleki yeterliliğini göz önünde bulundurarak nafaka miktarını belirler. Nafaka talep eden eşin iş gücü piyasasına katılabilmesi veya yeni bir iş bulma potansiyeli varsa, mahkeme buna göre bir değerlendirme yapar ve gerekirse daha düşük bir nafaka miktarı belirler.

6. Çocukların Varlığı ve Bakım İhtiyaçları: Evlilikten doğan çocukların bakım ihtiyaçları da nafaka miktarını etkileyebilir. Mahkeme, çocuğun ya da çocukların masraflarını ve nafaka talep eden tarafın bu bakım sorumluluğunu üstlenme durumunu göz önünde bulundurarak adil bir nafaka miktarı belirler.

Mahkemeler, bu kıstaslar doğrultusunda, hem tarafların mevcut mali gücünü hem de gelecekteki olası değişimleri göz önünde bulundurarak yoksulluk nafakasını belirler. Ayrıca, nafakanın adil bir şekilde tayin edilmesi adına, taraflardan gelen ek bilgi ve belgeler detaylı bir şekilde incelenir. Nafakanın belirlenen miktarının daha sonra taraflardan birinin maddi durumunun değişmesi halinde artırılması veya azaltılması mümkündür; böylelikle nafaka miktarı zaman içinde güncellenebilir.

4.)NAFAKNIN SÜRESİ VE İPTALİ:

Yoksulluk nafakası, mahkemeler tarafından süresiz olarak bağlanabilse de, belirli şartlar oluştuğunda sona erebilir. Türk Medeni Kanunu’na göre yoksulluk nafakası, taraflardan birinin talebi üzerine mahkemece sona erdirilebilir veya yeniden düzenlenebilir. Bu iptal sürecinde mahkemeler, nafaka alacaklısının ekonomik ve sosyal durumunda meydana gelen değişiklikleri dikkate alır. Aşağıda, yoksulluk nafakasının sona erme nedenleri ve iptal sürecine ilişkin durumlar yer almaktadır:

1. Nafaka Alacaklısının Yeniden Evlenmesi: Türk Medeni Kanunu’nun 176. maddesi gereğince, nafaka alacaklısı yeniden evlendiğinde, yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer. Yeni bir evlilikle birlikte nafaka alacaklısı, geçimini sağlamak için farklı bir mali desteğe kavuşmuş sayılır, bu nedenle eski eşin yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü ortadan kalkar. Mahkeme kararı olmaksızın, yeni evlilik durumunun ortaya çıkmasıyla nafaka ödemesi durur.

2. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Durumunun Düzelmesi: Nafaka talep eden tarafın ekonomik durumunda bir iyileşme gerçekleşmesi durumunda, yoksulluk nafakası iptal edilebilir veya miktarı yeniden düzenlenebilir. Örneğin, nafaka alacaklısının iş bulması, miras yoluyla gelir elde etmesi veya gelir getiren bir mal varlığı edinmesi gibi durumlarda, diğer taraf mahkemeye başvurarak nafakanın iptalini veya azaltılmasını talep edebilir. Mahkeme, bu değişiklikleri dikkate alarak adil bir karar verir.

3. Taraflardan Birinin Ölümü: Nafaka borçlusu veya nafaka alacaklısı tarafın ölümü halinde yoksulluk nafakası sona erer. Nafaka, kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, alacaklının ölümüyle birlikte mirasçılara devredilmez ve nafaka borçlusunun ölümünde de ödeme yükümlülüğü sona erer. Dolayısıyla, nafaka ödemesi yalnızca tarafların hayatta olduğu sürece devam eder.

4. Nafaka Alacaklısının Haysiyetsiz Hayat Sürmesi: Kanun, nafaka alacaklısının ahlaka aykırı bir yaşam sürmesi halinde de yoksulluk nafakasının iptalini öngörmektedir. Mahkeme, bu gibi durumları değerlendirerek, toplumsal ve ahlaki değerlere aykırı bir hayat sürdüren nafaka alacaklısının yoksulluk nafakasını sona erdirebilir. Ancak bu durumun mahkemeye somut delillerle ispat edilmesi gerekir.

5. Nafaka Alacaklısının Evli Olmaksızın Farklı Biriyle Yaşam Sürdürmesi: Bazı yargı kararlarına göre, nafaka alacaklısının, evlilik bağı olmadan farklı bir bireyle sürekli ve düzenli bir hayat sürdürmesi durumunda da nafaka iptal edilebilir. Bu tür durumlarda mahkeme, nafaka alacaklısının yeni bir hayat düzenine girmiş olduğu kanaatine varabilir ve nafakanın sona ermesine karar verebilir.

6. Nafaka Borçlusunun Ekonomik Durumundaki Ciddi Değişiklikler: Nafaka borçlusunun da ekonomik durumunun bozulması, iflas etmesi veya çalışma gücünü kaybetmesi gibi durumlarda nafaka yükümlülüğünün gözden geçirilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda, nafaka borçlusu mahkemeye başvurarak ödeme miktarının düşürülmesini veya nafakanın tamamen kaldırılmasını talep edebilir.

Yukarıdaki koşulların oluşması halinde, taraflardan biri mahkemeye başvurarak yoksulluk nafakasının iptali ya da yeniden düzenlenmesi talebinde bulunabilir. Bu talepler, mahkemenin yapacağı değerlendirme sonucunda kabul edilebilir ve nafaka ödeme yükümlülüğü sona erebilir veya yeniden belirlenebilir. Bu süreçte, mahkemeler hakkaniyeti ve her iki tarafın güncel ekonomik durumunu göz önünde bulundurarak karar verir.

5.)NAFAKA BORÇLUSUNUN İTİRAZLARI:

Nafaka borçlusu, belirli koşullar oluştuğunda, yoksulluk nafakasının azaltılması veya tamamen kaldırılması talebiyle itiraz edebilir. Türk Medeni Kanunu ve yargı kararları çerçevesinde nafaka borçlusunun bu itirazlarını sunabileceği durumlar şunlardır:

1. Nafaka Alacaklısının Ekonomik Durumunda İyileşme: Nafaka alacaklısının maddi durumunda bir iyileşme yaşanması halinde, nafaka borçlusu mahkemeye başvurarak nafakanın azaltılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir. Örneğin, nafaka alacaklısının işe başlaması, düzenli gelir elde etmesi, miras yoluyla mal varlığı edinmesi veya önemli bir ekonomik destek alması durumunda, mahkeme nafaka borçlusunun itirazını değerlendirebilir.

2. Nafaka Borçlusunun Gelirinde Azalma veya Ekonomik Sıkıntılar: Nafaka borçlusunun mali durumunda ciddi bir düşüş meydana gelmesi, işini kaybetmesi, iflas etmesi veya sağlık sorunları nedeniyle çalışma gücünü kaybetmesi gibi durumlarda nafakanın azaltılması veya iptali talep edilebilir. Mahkemeler, nafaka borçlusunun mali durumundaki bu değişiklikleri dikkate alarak borçlunun ödeme gücüne uygun bir düzenleme yapabilir.

3. Nafaka Alacaklısının Evlenmesi veya Sürekli Birlikte Yaşam Sürmesi: Nafaka alacaklısı yeni bir evlilik yaptığında, yoksulluk nafakası kendiliğinden sona erer. Ancak evlilik dışında sürekli bir yaşam sürmesi durumunda da, nafaka borçlusu mahkemeye başvurarak nafakanın kaldırılmasını isteyebilir. Bu durumda, nafaka alacaklısının yeni bir hayat düzenine girmiş olduğu mahkemeye ispat edilmelidir.

4. Nafaka Alacaklısının Ahlaka Aykırı Yaşam Sürmesi: Kanun, nafaka alacaklısının haysiyetsiz bir hayat sürmesi halinde nafakanın iptal edilebileceğini öngörür. Nafaka borçlusu, alacaklının toplum değerlerine aykırı bir yaşam sürdüğünü ispat ederek nafakanın sona erdirilmesini talep edebilir. Mahkeme, somut delillerle desteklenen bu iddiaları değerlendirerek karar verir.

5. Çocukların Bakım Maliyetlerinde Değişiklik: Çocukların bakım masrafları için ödenen nafaka miktarlarında, çocuğun büyümesiyle birlikte artış talep edilebileceği gibi, ekonomik durumlara göre düşüş de talep edilebilir. Nafaka borçlusu, çocukların bakım ihtiyaçlarında değişiklik olduğu durumlarda mahkemeye başvurarak nafakanın yeniden belirlenmesini talep edebilir.

6. Diğer Maddi Desteklerin Ortaya Çıkması: Nafaka alacaklısının devlet yardımı, emeklilik maaşı veya başka bir kaynaktan sürekli gelir elde etmeye başlaması durumunda, nafaka borçlusu bu yeni durumu gerekçe göstererek nafakanın azaltılmasını veya kaldırılmasını talep edebilir.

7. Tarafların Yaşam Standartlarında ve Giderlerinde Değişiklik: Nafaka borçlusunun kendi yaşam standardında veya giderlerinde önemli değişiklikler meydana gelmişse, mahkemeye başvurarak ödeme gücünün zayıfladığı gerekçesiyle nafaka miktarının düşürülmesini talep edebilir. Mahkemeler bu durumda her iki tarafın yaşam standartlarını dengeleyerek karar verir.

Nafaka borçlusu, bu gerekçelerle mahkemeye başvurduğunda, talebini somut delillerle desteklemesi gerekir. Mahkemeler, nafaka borçlusunun mali durumunu, nafaka alacaklısının yeni ekonomik koşullarını ve diğer tüm ilgili faktörleri göz önünde bulundurarak adil bir karar vermeye çalışır.

6.)YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA YOKSULLUK NAFAKASI:

Yoksulluk nafakası, boşanma sonrası ekonomik olarak zor duruma düşen eşe, diğer eş tarafından mali destek sağlamak amacıyla verilen bir nafaka türüdür. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesi, yoksulluk nafakasının şartlarını ve kapsamını belirler. Yargıtay, yoksulluk nafakasıyla ilgili çeşitli kararlarında bu nafakanın uygulanmasına dair önemli içtihatlar geliştirmiştir.

1. Yoksulluk Nafakasının Şartları ve Kusur Durumu: Yargıtay, yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep eden tarafın boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olmasını ve kusurunun diğer eşten daha ağır olmamasını aramaktadır. Örneğin, yoksulluk nafakasının ahlaki ve sosyal düşüncelere dayandığı, evlilik birliğinde eşler arasındaki dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğu belirtilmiştir.

2. Nafaka Miktarının Belirlenmesi: Yargıtay, nafaka miktarının belirlenmesinde tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının dikkate alınması gerektiğini vurgulamaktadır. Mahkemeler, nafaka talep eden tarafın gelir durumu, çalışma imkânları, yaş ve sağlık durumu gibi faktörleri değerlendirerek adil bir nafaka miktarı belirlemelidir. Örneğin, nafaka borçlusunun cezaevinde tutuklu veya hükümlü olmasının, yoksulluk nafakası ödeme sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı belirtilmiştir.

3. Nafakanın Sona Ermesi ve Kaldırılması: Yargıtay, nafaka alacaklısının yeniden evlenmesi, fiilen evliymiş gibi yaşaması, haysiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğunun ortadan kalkması durumlarında nafakanın kaldırılabileceğini belirtmektedir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2010/3-634 E. ve 2010/677 K. sayılı kararında, lehine yoksulluk nafakası hükmedilen kişinin, sonradan imam nikahıyla evlenmesi durumunda, yoksulluk nafakasının kaldırılması gerektiğine hükmedilmiştir.

4. Nafakanın Artırılması veya Azaltılması: Yargıtay, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın artırılabileceğini veya azaltılabileceğini kabul etmektedir. Örneğin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/7535 E. ve 2016/10920 K. sayılı kararında, nafaka alacaklısının çalışmaya başlaması ve düzenli gelir elde etmesi durumunda, nafaka borçlusunun nafakanın azaltılması veya kaldırılması talebinde bulunabileceği belirtilmiştir.

Yargıtay’ın yoksulluk nafakasıyla ilgili içtihatları, nafakanın belirlenmesi, artırılması, azaltılması ve sona erdirilmesi konularında mahkemelere yol gösterici niteliktedir. Bu kararlar, nafakanın adil ve hakkaniyete uygun bir şekilde uygulanmasını sağlamayı hedeflemektedir. Tarafların ekonomik ve sosyal durumlarındaki değişiklikler, nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesine olanak tanımaktadır.

Scroll to Top