İçindekiler
KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA
I. Giriş
- Tanım ve Kavramın Kökeni
- Kamulaştırma ile Kamulaştırmasız El Atma Arasındaki Fark
- Hukuki Dayanaklar ve Önemli Yargı Kararları
II. Kamulaştırmasız El Atmanın Hukuki Nitelikleri
A. Anayasa ve Kanunlarda Mülkiyet Hakkının Korunması
B. Kamulaştırmasız El Atmanın Unsurları
1. Fiili Müdahale
2. İdarenin Pasif Davranışı
C. Mülkiyet Hakkına Müdahale ve Sonuçları
III. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Emsal Kararlar
- Uygulamada Yaşanan Temel Sorunlar
- Yargıtay ve Hukuk Genel Kurulu Kararları
- Uluslararası Mahkemelerin Yaklaşımları
IV. Kamulaştırmasız El Atma Durumunda Malikin Hak Arama Yolları
A. İstihkak Davası ve Tazminat Talebi
B. İdari ve Hukuki Yolların Değerlendirilmesi
C. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler
V. Sonuç ve Değerlendirme
- Hukuki Çözüm Önerileri
- Uygulamada Çözüm Önerileri ve Reform İhtiyacı
- Genel Değerlendirme
I. Giriş
1.Tanım ve Kavramın Kökeni: Kamulaştırmasız el atma, idarenin mülkiyet hakkına müdahale ederek, kamulaştırma prosedürünü yerine getirmeksizin taşınmazın kullanımı ya da sahipliğine yönelik eylemde bulunması anlamına gelir. Bu kavram, idarenin doğrudan ya da dolaylı olarak bir taşınmaza müdahale etmesi sonucu malikin mülkiyet hakkının sınırlandırıldığı durumu ifade eder. Bu müdahale, fiziksel işgal, kullanıma tahsis veya taşınmazın planla kısıtlanması gibi çeşitli şekillerde olabilir.
2.Kamulaştırma ile Kamulaştırmasız El Atma Arasındaki Fark: Kamulaştırma, Anayasa ve kanunlarda öngörülen usul ve esaslara göre mülkiyet hakkının kamu yararı gerekçesiyle idare tarafından bedel karşılığında zorunlu olarak devralınmasıdır. Buna karşın, kamulaştırmasız el atma, idarenin bu prosedürleri uygulamadan mülkiyet hakkını ihlal etmesi durumudur. Bu fark, kamulaştırmasız el atmanın hukuka aykırı bir işlem olarak değerlendirilmesine yol açar.
3.Hukuki Dayanaklar ve Önemli Yargı Kararları: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesi, mülkiyet hakkını koruma altına alırken, 46. maddesi kamulaştırma esaslarını düzenler. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi, malikin mülkiyet hakkını koruma altına alır ve hukuka aykırı müdahalelere karşı dava açma hakkı tanır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları, özellikle 1956 ve 2010 tarihli kararlar, kamulaştırmasız el atma davalarının hukuki çerçevesini çizen önemli emsallerdir. Bu kararlar, idarenin pasif kalması durumunda bile mülkiyet hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el koyma sayılacağını vurgulamaktadır.
II. Kamulaştırmasız El Atmanın Hukuki Nitelikleri
A. Anayasa ve Kanunlarda Mülkiyet Hakkının Korunması: Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 35. maddesi, mülkiyet hakkını temel bir hak olarak kabul eder ve bu hakkın ancak kamu yararı amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğini belirtir. Anayasa’nın 46. maddesi ise kamulaştırma işlemlerinin usul ve esaslarını düzenler. Ayrıca, Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesi, malike taşınmaz üzerinde dilediği gibi tasarruf etme ve haksız müdahalelere karşı dava açma hakkı tanır. Bu düzenlemeler, kamulaştırmasız el atmanın mülkiyet hakkına aykırı bir müdahale olduğunu ve hukuki koruma sağlanması gerektiğini açıkça belirtir.
B. Kamulaştırmasız El Atmanın Unsurları
1.Fiili Müdahale: Kamulaştırmasız el atma, idarenin taşınmazı doğrudan işgal etmesi veya taşınmaz üzerinde yapı ve tesis inşa etmesi gibi fiili müdahaleleri içerir. Bu durumda malik, mülkiyet hakkından yoksun bırakıldığı için tazminat talep etme hakkına sahiptir.
2.İdarenin Pasif Davranışı: Kamulaştırmasız el atma, idarenin herhangi bir fiziksel müdahale yapmadan, imar planları gibi düzenlemeler yoluyla mülkiyet hakkını kısıtlaması ve bu durumu uzun süre değiştirmemesi şeklinde de gerçekleşebilir. Bu durumda, malik mülkiyet hakkını etkin şekilde kullanamamakta ve bu durum da tazminat gerektiren bir hak kaybına yol açmaktadır.
C. Mülkiyet Hakkına Müdahale ve Sonuçları: Kamulaştırmasız el atma, mülkiyet hakkının özüne dokunan bir müdahale olarak değerlendirilir. İdarenin bu tür eylemleri, Anayasa ve kanunlarda belirtilen mülkiyet hakkının korunması ilkesiyle çelişir ve mülk sahibinin, taşınmazının değeri üzerinden tazminat talep etme hakkını doğurur. Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi kararları, bu tür müdahalelerin mülkiyet hakkının ihlali sayıldığını ve malike tazminat ödenmesi gerektiğini vurgular.
III. Uygulamada Karşılaşılan Sorunlar ve Emsal Kararlar
1.Uygulamada Yaşanan Temel Sorunlar: Kamulaştırmasız el atma uygulamasında en sık karşılaşılan sorunlar arasında, idarenin uzun süre taşınmaza yönelik işlem yapmaması ve malikin mülkiyet hakkının kısıtlanması yer alır. Ayrıca, idarenin planlama aşamalarında taşınmaz sahiplerinin görüşlerinin dikkate alınmaması ve fiili müdahale olmasa dahi mülkiyetin etkin kullanımının engellenmesi de uygulamada sorunlara neden olmaktadır.
2.Yargıtay ve Hukuk Genel Kurulu Kararları: Yargıtay ve Hukuk Genel Kurulu, kamulaştırmasız el atma davalarında önemli emsal kararlar vermiştir. Özellikle, 1956 ve 2010 tarihli kararlar, idarenin müdahale etmeksizin mülkiyet hakkını kısıtlamasının kamulaştırmasız el atma sayılacağı ve malikin tazminat hakkının doğacağı yönünde içtihatlar oluşturmuştur.
3.Uluslararası Mahkemelerin Yaklaşımları: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi uluslararası yargı organları, mülkiyet hakkının korunması ve kamulaştırmasız el atma durumlarında devletin tazminat sorumluluğunu ele alan kararlar vermiştir. Bu kararlar, mülkiyet hakkının ihlal edilmesi halinde adil bir tazminatın ödenmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
IV. Kamulaştırmasız El Atma Durumunda Malikin Hak Arama Yolları
A. İstihkak Davası ve Tazminat Talebi: Malik, taşınmazına yönelik kamulaştırmasız el atma durumunda istihkak davası açarak mülkiyet hakkının korunmasını talep edebilir. Ayrıca, mülkiyet hakkının kısıtlanması nedeniyle idareden tazminat talebinde bulunabilir. Bu tür davalar, malikin mülkiyet hakkının tam olarak korunmasını sağlar.
B. İdari ve Hukuki Yolların Değerlendirilmesi: Kamulaştırmasız el atma durumunda malikin başvurabileceği hukuki yollar arasında idari yargıda iptal davası ve adli yargıda tazminat davası bulunmaktadır. Bu yolların doğru şekilde kullanılması, malikin mülkiyet hakkını koruma konusunda önem taşır.
C. Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süreler: Kamulaştırmasız el atma davalarında zamanaşımı süresi, malikin dava açma hakkını etkilemektedir. Bu nedenle, zamanaşımı süresinin doğru hesaplanması ve hak düşürücü sürelerin göz önünde bulundurulması, mülkiyet hakkının korunması açısından kritik öneme sahiptir.
V. Sonuç ve Değerlendirme
1.Hukuki Çözüm Önerileri: Kamulaştırmasız el atma davalarının önlenmesi için idarelerin taşınmaz sahiplerine karşı daha şeffaf ve hesap verebilir bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir. İdarenin planlama süreçlerinde taşınmaz maliklerinin haklarını gözeten düzenlemeler yapılması, mülkiyet hakkının korunmasını sağlayacaktır.
2.Uygulamada Çözüm Önerileri ve Reform İhtiyacı: Kamulaştırmasız el atma davalarının önlenmesi için mevcut hukuki düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve uygulamada yaşanan sorunların giderilmesi amacıyla reform yapılması gerekmektedir. Bu reformlar, idarenin sorumluluklarını daha açık bir şekilde belirlemeli ve mülkiyet hakkı ihlallerinin önlenmesine yönelik tedbirler içermelidir.
3.Genel Değerlendirme: Kamulaştırmasız el atma, mülkiyet hakkını etkileyen önemli bir hukuki sorundur. Bu nedenle, idarelerin mülkiyet hakkını gözetmesi ve taşınmaz maliklerinin mağduriyetini önleyecek tedbirlerin alınması, mülkiyet hakkının korunması açısından büyük önem taşımaktadır.