EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNDE
SÖZLEŞME İLE BELİRLENEBİLEN KİŞİSEL MALLAR
Av. HALE GÜNDÜZ
ÖZ
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, eşlerin evlilik birliği süresince edinmiş oldukları malvarlığının evliliğin sona ermesi halinde taraflar arasında adil bir biçimde paylaştırılabilmesi için mal grupları düzenlenmiştir. Mal gruplarının kural olarak taraflarca değiştirilmesi mümkün olmayıp kanunda yer alan istisnai düzenlemede sayılan edinilmiş malların sözleşme ile kişisel mal statüsüne alınması mümkündür. Kanunun sağlamış olduğu imkânın kötüye kullanılması, alacaklı ve mirasçıların zarara sokulması maksadıyla düzenlenen sözleşmeler geçersizdir.
ABSTRACT
Within the scope of the regime of participation in acquired property, groups of properties are regulated for the purpose of sharing the same (properties that have been acquired during marriage) in a just way between the concerned parties in case the marriage comes to an end. While a change in the groups of properties through will of parties is not possible in principle, changing status of some specific properties, that are counted in the exceptional provision regulated in the law, to personal property by agreement is possible. Such agreements written with the aim of abusing the opportunities provided by law or causing loss to creditors and inheritors / beneficiaries are not valid.
I.GİRİŞ
Edinilmiş mallara katılma rejimi; taraflar başkaca bir rejimi kararlaştırmadıkça evlilik birliği müddetinde edinilen malvarlığının, birliğin son bulması halinde ne şekilde paylaştırılacağına ilişkin kurallar bütünüdür. Söz konusu rejimin emredici düzenlemeleri olduğu gibi taraflara hareket alanı tanıdığı noktalar da bulunmaktadır. Sözleşme ile belirlenen kişisel mallar, kanunun taraflara tanıdığı inisiyatif alma imkânıdır. Böylece taraflar kanunda belirlenen malvarlığı değerlerini esasen edinilmiş mal statüsünde olmalarına rağmen kişisel mal olarak kararlaştırabileceklerdir. Mal rejimi kuralları; gerek eşleri, gerek üçüncü kişileri, nihayetinde toplumun tamamını ilgilendirdiğinden incelenmeye değerdir.
Çalışmamızın amacı, edinilmiş mallara katılma rejiminde sözleşme ile belirlenebilen kişisel malları ele almak ve bu husustaki kanun hükmünü incelemektir. Bu kapsamda hangi malvarlığı değerlerinin bu çerçevede yer alabileceği ortaya konulmuştur. Edinilmiş mallara katılma rejiminin taraflara hareket alanı tanımadığı emredici hükümleri çalışma kapsamımız dışında bırakılmıştır.
Çalışmamızın ilk bölümünde, edinilmiş mallara hakim olan mal gruplarının değişmezliği ilkesi açıklanmıştır. İkinci bölümde, kanunun emredici şekilde belirlediği kişisel mal grubu ele alınmış, üçüncü bölümde ise mal gruplarının değişmezliği ilkesinin istisnasını teşkil eden sözleşme ile belirlenen kişisel malların çerçevesi çizilmiştir. Hangi malvarlığı değerlerinin sözleşme ile kişisel mal statüsüne alınabileceği hususu açıklığa kavuşturulmuştur. Çalışmamız, ulaştığımız noktaların ele alındığı sonuç bölümü ile nihayete erdirilmiştir.
II.MAL GRUPLARININ DEĞİŞMEZLİĞİ İLKESİ
Edinilmiş mallara katılma rejiminde; biri edinilmiş mal, diğeri kişisel mal olmak üzere iki tür mal grubu bulunmaktadır. Söz konusu mal gruplarının sınırları, Medenî Kanun tarafından çizilmiştir. Bu çerçevede kanunda; edinilmiş mal grubunda yer alan edinimler öncelikle tanımı yapılmak suretiyle ardından örnekleme yoluyla, kişisel mal grubunda yer alanlar ise tahdidi olarak belirtilmiştir. Buradan hareketle, kanunda yer verilen edinilmiş mal tanımını karşılamayan edinimlerin “edinilmiş mal”, kişisel mal olarak sayılmamış edinimlerin “kişisel mal” statüsünde yer alamayacağı sonucuna varılmaktadır.
Edinilmiş mallara katılma rejimi ile belirlenen mal grupları; tarafların evlilik süresince edindikleri malların, evlilik sona erdiğinde nasıl paylaşılacağını belirleyerek gerek tarafların ve gerekse üçüncü kişilerin menfaatlerinin korunması amacına hizmet eder. Bu nedenle kural olarak mal gruplarında yer alan edinimlerin yer değiştirmesi kural olarak mümkün değildir. Nitekim mal gruplarının serbestçe değiştirilmesi, rejimin temel prensiplerine aykırılık teşkil edecek olup mirasçı ve alacaklıların da aleyhinedir. İşte bu kural, edinilmiş mallara katılma rejimine hakim olan “mal gruplarının değişmezliği” ilkesi olarak ifade edilmektedir[1].
Medenî Kanun’un 221. maddesi, mal gruplarının değişmezliği ilkesine bir istisna getirmiştir. İlgili hüküm uyarınca; “bir meslek icrası ya da işletme faaliyeti için belirlenmiş olan ve edinilmiş mallara dahil olması gereken malvarlığı değerleri” ile “kişisel malların gelirleri”, tarafların sözleşmesi sonucu kişisel mal olarak belirlenebilir.
III.KANUNA DAYALI KİŞİSEL MALLAR
Edinilmiş mallara katılma rejiminde kural, eşlerin mallarının “edinilmiş mal” olduğudur. Kanunda edinilmiş malın tanımına yer verilmiş ve hangi malların “özellikle” edinilmiş mal olduğu, örnekleme yoluyla belirtilmiştir. Kişisel mal kavramı ise tanımı yapılmaksızın doğrudan sınırlayıcı biçimde sayılmıştır.
TMK’nın 219. maddesine göre kişisel mallar, dört bent halinde sayılmış olup böylece söz konusu malvarlıklarının vasfının belirlenmesi açısından tereddüde mahal verilmemiştir. Anılan hüküm uyarınca; eşlerin kişisel kullanımlarına yönelik eşyaları, mal rejiminden önce edinilen yahut karşılıksız kazanılan mallar, manevî tazminat bedelleri ve eşlerin kişisel mallarının yerine geçen değerler kişisel maldır. Bununla birlikte 228/II hükmünde, sosyal güvenlik yahut yardım kurumları tarafından yapılan toptan ödemelerde mal rejiminin son bulduğu tarih itibarıyla hesaplanan değerin kişisel mal olduğu belirtilmiştir. Mal gruplarının değişmezliği ilkesi uyarınca, kanunda belirlenen kişisel malların “edinilmiş mal” olarak kararlaştırılma imkânı bulunmamaktadır.
IV.SÖZLEŞMEYE DAYALI KİŞİSEL MALLAR
A.GENEL OLARAK
Mal gruplarının değişmezliği ilkesinin istisnasını teşkil eden TMK’nın 221. maddesi uyarınca maddede belirtilen vasıflardaki edinimlerin, sözleşme ile kişisel mal olarak belirlenmesi mümkündür. Söz konusu belirleme, her iki taraf için düzenlenebileceği gibi taraflardan yalnızca biri için düzenlenmesi de mümkün olabilir.
TMK’nın 221. maddesine dayanılarak akdedilen sözleşme, mal rejimi sözleşmesi olup[2] resmî şekle tabidir. Ancak mal rejiminin belirlenmesine ilişkin sözleşmelerin, evlilik birliğinden önce evlendirme memuruna yazılı başvuru yoluyla bildirilmesi mümkün iken söz konusu hükme dayalı olarak gerçekleştirilen sözleşmeler için böylesi bir imkân bulunmayıp evlilik birliğinden sonra düzenlenmesi gerekmektedir.
B.BİR MESLEĞİN İCRASI VEYA İŞLETME FAALİYETİ İÇİN DOĞAN EDİNİLMİŞ MAL STATÜSÜNDEKİ MALVARLIĞI DEĞERLERİ
Ölüm yahut boşanma halinde; mal rejiminin tasfiyesi, meslek icrası ya da işletme faaliyetlerinin sürdürülmesi oldukça güç bir hal alabilir. Bu nedenle kanun koyucu, meslek icrası ve işletme faaliyetlerinin devamlılığı bakımından bir istisna düzenlemiştir. Bu kapsamda meslek icrası ya da işletme faaliyetleri nedeniyle doğan malvarlığı değerlerinin edinilmiş mal statüsünden çıkarılması mümkün kılınmıştır.
Mehaz İsviçre Medenî Kanunu’nda, “Eşler, bir mesleğin icrasına veya bir işletmenin faaliyetine özgülenmiş, edinilmiş mal niteliğindeki malvarlığı değerlerinin, kişisel mal olacağını mal rejimi sözleşmesi ile kararlaştırabilirler” hükmüne yer verilmiştir. TMK’da ise açıkça, “mesleğin icrası veya işletme faaliyeti sebebiyle doğan” ifadesi yer almıştır. TMK’nın lafzından yola çıkılarak, mesleğin icrası yahut işletme faaliyeti nedeniyle doğan tüm malvarlığının kişisel mal kabul edilmesi halinde söz konusu rejimin tipinden büyük ölçüde sapılması gündeme gelecektir. Zira bu şekilde, kazancın tamamının kişisel mal sayılmasından bahsedilmiş olur. Dolayısıyla tarafımızın da katıldığı görüşe göre kişisel mal olarak belirlenmesi mümkün olan malvarlığı değerleri, meslek icrası ve işletme faaliyetine hizmet eden mallar olmalıdır[3]. Örneğin hekimin tıbbi materyalleri, mimarın çizim araçları bu kapsamda değerlendirilebilir.
Kanunda yer alan “mesleğin icrası” ifadesinden anlaşılması gereken, serbest olarak yapılması değildir. Bu noktada serbest, bağımlı çalışma ayrımı söz konusu olmayıp icra edilen mesleğin her iki şekilde de ihtiyacına hizmet eden malvarlıkları kişisel mal statüsüne alınabilir. Nitekim icra edilen mesleğin türü de özellik arz etmemektedir[4].
Malvarlığının yürütümünün meslek olarak kabul edilip edilemeyeceği somut olay kapsamında değerlendirilmelidir. Yürütülen faaliyet mesleki anlamda yöneticilik olarak değerlendirilebiliyor ise bu noktada meslek icrasından bahsedilebilecek ancak basit şekilde malvarlığı yürütümü söz konusu ise bundan bahsedilemeyecektir[5].
“İşletme faaliyeti sebebiyle doğan mallar” ile anlaşılması gereken, işletmenin faaliyetine hizmet eden mallardır. Bu noktada işletmenin tamamının kişisel mal statüsüne alınıp alınamayacağı sorusuna olumsuz yanıt vermek gerekir. Zira kanun, işletme faaliyetine tahsis edilen araçları bu kapsama almıştır. Bununla birlikte işletme faaliyeti için zaruri olan yatırım değerleri de bu kapsamda kabul edilmektedir.
Doktrinde, mesleki faaliyet sonucu elde edilen gelirin yeniden sermaye olarak özgülenmesi halinde kişisel mal belirlemesinin yapılabileceği görüşü savunulmaktadır. Bununla birlikte paranın kural olarak kişisel mal olarak belirlenemeyeceği ancak sermaye şirketi, finans kurumunun meslek icrası için parayı kullanması halinde kişisel mal statüsünün mümkün olabileceği belirtilmektedir[6].
İşletme faaliyetinin fiilen devam edip etmediği önem arz eden noktalardandır. Zira TMK 221’e dayanılarak kişisel mal belirlemesi, ancak mevcut, aktif işletme faaliyetleri için mümkündür. İşletme faaliyetinin sona ermesi halinde bu hususta sözleşme yapılmış olsa dahi kişisel mal belirlemesi yapılması mümkün olmayacaktır. Nitekim işletmenin devredilmesi ihtimalinde de aynı husus geçerli olup “kişisel mal” statüsü söz konusu olmamaktadır[7].
C.KİŞİSEL MALLARIN GELİRLERİ
Mal gruplarının değişmezliği ilkesine istisna oluşturan bir diğer malvarlığı değeri ise kişisel malların gelirleridir. Tarafların anlaşması halinde, gerek yalnızca birinin ve gerekse her ikisinin kişisel mallarının gelirleri, kişisel mal olarak belirlenebilir. Bu noktada gruba dahil olan malvarlığının tamamının kişisel mal olarak kabul edilebilmesi mümkün iken bir kısmı için de sözleşme yapılması geçerlidir[8].
Eşlerin kişisel mal statüsünde sahip oldukları şirketlerin gelirleri de TMK 221 kapsamında kişisel mal statüsüne alınabilir. Eşlerin çalışma karşılığı elde ettikleri malvarlığı değerlerinin ise kişisel mal olarak kabulü mümkün değildir.
SONUÇ
Çalışmamız neticesinde varmış olduğumuz sonuçları şu şekilde sıralamak mümkündür:
- Edinilmiş mallara katılma rejiminde belirlenen mal grupları arasında, taraflar serbestçe belirleme yapamazlar. Zira gerek tarafların ve gerekse üçüncü kişilerin (alacaklıların, mirasçıların) korunması bunu gerektirir.
- Mal rejiminin tasfiyesi, oldukça detaylı incelemeler ve uzun uğraşlar gerektirdiğinden, tarafların icra etmekte oldukları mesleklerinin, işletme faaliyetlerinin bundan zarar görmesi olasıdır. Kanun koyucu, tarafların bu noktada menfaatlerini korumak adına taraflara hareket alanı tanımıştır. Taraflar aksini kararlaştırmadıkları ihtimalde edinilmiş mal statüsünde olan mesleklerinin icrası ve işletme faaliyetinden doğan malvarlığı değerlerini sözleşme ile kişisel mal olarak belirleyebileceklerdir.
- Mesleğin icrası ve işletme faaliyetinden doğan malvarlığı değerleri ile anlaşılması gereken, söz konusu amaca özgülenen araçlardır. Tarafların mesleklerini icra etmek ve işletme faaliyetlerini gerçekleştirmek için kullandıkları enstrümanlardır. Mesleğin icrası ve işletme faaliyetinden doğan malvarlığının tamamının kişisel mal olarak kabul edilebileceği çıkarımı yerinde değildir. Zira böylesi bir yaklaşım, edinilmiş mallara katılma rejiminin temel prensiplerini tamamen bertaraf edecek olup tipe bağlığına zarar verecektir. Bu noktada kanunun ifadesini lafzi yorumlamak yerine amaca yönelik değerlendirme yapılması gerekmektedir.
- Tarafların aksini kararlaştırarak kişisel mal statüsüne sokabildiği bir diğer malvarlığı değeri, kişisel malların gelirleridir. Taraflar söz konusu malvarlığı değerlerinin tamamını sözleşmeye konu edebilecekleri gibi bir kısmını da edebilir, eşlerden birinin edinimlerini bu kapsama alıp diğerini kapsam dışı bırakabilirler.
KISALTMALAR
C. : Cilt
m. : Madde
s. : Sayfa
S. : Sayı
TMK. : Türk Medeni Kanunu
vd. : Ve devamı
Y. : Yıl
BİBLİYOGRAFYA
ACABEY, Mehmet Beşir : Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Mal Grupları -İspat Kuralları Ve Eşlerin Paylı Mülkiyete Altındaki
Mallara İlişkin Düzenlemeler, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 9, Özel Sayı, 2007, s. 491-534.
ACAR, Faruk : Aile Konutu Mal Rejimleri Ve Eşin Yasal Miras
Payı, İstanbul 2021.
AKBULUT, Pakize Ezgi : Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde
Edinilmiş Mallar ile Kişisel Mallar Ayrımı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010.
ÇELİKTAŞ ÖZDAMAR, : Yasal Mal Rejimi (Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi)
Demet/ KAYIŞ, Ferhat, Ve Tasfiyesi, Ankara 2021.
YAĞCIOĞLU, Burcu,
AKGÜN, Aliye
DEMİR, Pınar Özlem : Yasal Mal Rejimi Çerçevesinde Eşlerin Aralarında Yapabilecekleri Sözleşmeler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2005.
İÇÖZ DEMİREL, Derya/ : Anonim Ve Limited Şirketlerde (Pay, Kar Payı Ve
BÜBERCİ ÇİFTÇİ, Afet Gülen Yedek Akçelerin) Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Kapsamında Tasfiyesi, Ankara 2021.
KILIÇ, Sema : Edinilmiş Mallara Katılma Rejimindeki Malvarlığı Değerleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2017.
Kuru, Özge : Bir Mesleğin İcrası veya İşletmenin Faaliyeti Sebebiyle Doğan Edinilmiş Mal Olması Gereken Malvarlığı Değerlerinin Sözleşme İle Kişisel Mal Haline Getirilmesi, İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 2016, C.2, S.2, s. 113-136.
ZEYTİN, Zafer : Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, Ankara, 2021.
[1] ZEYTİN, Zafer; Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, Ankara 2021, s.114; ACABEY, Beşir; “Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Mal Grupları -İspat Kuralları Ve Eşlerin Paylı Mülkiyete Altındaki Mallara İlişkin Düzenlemeler”, Dokuz Eylül Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, Özel Sayı, Y. 2007, s. 500.
[2] KURU, Özge; “Bir Mesleğin İcrası veya İşletmenin Faaliyeti Sebebiyle Doğan Edinilmiş Mal Olması Gereken Malvarlığı Değerlerinin Sözleşme İle Kişisel Mal Haline Getirilmesi”, İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 2016, C.2, S.2, s.120.
[3] ACAR, Faruk; Aile Konutu Mal Rejimleri Ve Eşin Yasal Miras Payı, İstanbul 2021, s.292 vd; DEMİR Pınar Özlem, Yasal Mal Rejimi Çerçevesinde Eşlerin Aralarında Yapabilecekleri Sözleşmeler, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2005, s.49; AKBULUT, Pakize Ezgi, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminde Edinilmiş Mallar ile Kişisel Mallar Ayrımı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010. s.97; KILIÇ, Sema; Edinilmiş Mallara Katılma Rejimindeki Malvarlığı Değerleri, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2017, s. 82; KURU, s.124.
[4] AKBULUT, s.96; İÇÖZ DEMİREL, Derya/ BÜBERCİ ÇİFTÇİ, Afet Gülen; Anonim Ve Limited Şirketlerde (Pay, Kar Payı Ve Yedek Akçelerin) Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi Kapsamında Tasfiyesi, Ankara 2021, s.95-96.
[5] ACAR, s.296 vd.
[6] ACAR, s.293.
[7] ACAR, s. 297.
[8] ACAR, s.298; AKBULUT, s.100.