Avukat Tarık Ziya Karanfil’in “TEHDİT VE ŞANTAJ SUÇLARI BAKIMINDAN UYGULAMA ALANI BULABİLECEK HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ” başlıklı yazısı.

TEHDİT VE ŞANTAJ SUÇLARI BAKIMINDAN UYGULAMA ALANI BULABİLECEK HUKUKA UYGUNLUK NEDENLERİ

Suçun unsurlarından bir tanesi de, hukuka aykırılık unsurudur. Eylemin tehdit suçunu oluşturması için tehdide konu zararın haksız yani hukuka aykırı olması gerekir. Ancak eylemin suç olarak tanımlanabilmesi için, hukuka aykırılık unsuru yanında, hukuka uygunluk sebebinin de bulunmaması gerekir. Tehdit suçuna özel olarak düzenlenmiş bir hukuka uygunluk nedeni bulunmamaktadır. İşlenen fiil her ne kadar maddi ve manevi unsurları açısından suç teşkil etse de; faile verilecek cezayı ortadan kaldıran bir neden varsa, bu hukuka uygunluk nedenidir.

Mağdura gerçekleşeceği bildirilen, “kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği” beyanının, yani saldırı sözlerinin “haksız” olması gerekir. Saldırının haksız olmaması halinde, şantaj suçu düşünülebilir. Burada doktrinde iki görüş ortaya çıkmaktadır.

Bir görüş, saldırının haksızlığı kusurluluk çerçevesinde değerlendirilir derken,

bir görüş de; hukuka aykırılık unsuru dahilinde düşünmektedir. Mağdurun işlemiş olduğu suçun ihbar edileceğinin söylenmesi, borçlunun, borcunu ödememesi nedeni ile hakkında icra takibi yapılacağının bildirilmesi gibi haklı bir nedene dayanan tehditler suç oluşturmaz.

TCK nun ikinci kısım, ikinci bölümünde; ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan nedenler yer almaktadır. Buna göre hukuka uygunluk nedenlerini örneklerle şu şekilde açıklayabiliriz:

1-Kanun hükmünü yerine getirme (m.24/1): Tehdit sözü söyleyen kişi, kanun tarafından yetkilendirilmiş olabilir. Kanun hükmünü yerine getiren kimsenin davranışı tipe uygun olmakla birlikte, hukuka aykırı olmadığı için suç teşkil etmeyecek ve dolayısıyla böyle bir fiilden dolayı kişi cezalandırılamayacaktır. Örneğin; İzinsiz olarak gerçekleştirilen toplantı ve yürüyüşlerde kolluk tarafından ‘’dağılmazsanız güç kullanacağız’’ denmesi. Kolluk görevlisinin, suç işleyen kimseyi kaçarken söylediği “Dur yoksa vururum” sözü.

2-Meşru Savunma (m.25/1): Genel kabul gören ilkelere göre; meşru savunma hükümlerinin uygulanması için saldırı bakımından; güncel bir saldırı olmalı, bu saldırı haksız olmalı ve bir hukuki değere yönelmiş olmalıdır. Savunma bakımından; savunmada zorunluluk bulunmalı, saldırı ile savunma arasında orantı bulunmalı ve savunma saldırıyı yapana yönelik olmalıdır. Örneğin; bıçaklanan bir kimsenin, silahını çekerek tehdit amaçlı havaya ateş etmesi. Evin kapısını tekmeleyerek açmaya çalışan kişiye karşı, bıçak gösterilmesi. Ya da silahla üzerinize gelen birisine, “silahını bırak yoksa ateş ederim” denmesi, gibi.

3-Hakkın Kullanılması (m.26/1): Kişinin kamu hukuku ya da özel hukuktan doğan, kamu düzenince tanınmış sübjektif bir hakkı olmalıdır. Kişiye tanınan bu hak öngörülen sınırlar içinde kullanılmalıdır. Kişinin hiçbir merciin aracılığına gerek olmaksızın, hakkını doğrudan doğruya kullanma olanağına sahip olmalıdır.

Failin mağdura yaptığı bildirim hukuka aykırı ise hakkın kullanımından bahsedilemeyecektir. Bir kişinin alacağını istemesi kanuni bir hakkıdır. Ancak burada, “alacağı vermez isen seni öldürürüm” şeklindeki bir söz tehdit suçunu oluşturacaktır. Kişinin talebi kanuna aykırı veya mağdurun yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya yönelik ise bu defa da şantaj suçu oluşacaktır. Örneğin Yargıtay, “seni valiye şikayet edeceğim” gibi sözlerin, yasal bir hakkın kullanılacağı mahiyetinde olduğunu kabul etmektedir.

4-İlgilinin rızası (m.26/2): Rızanın açıklanmasının bir hukuka uygunluk nedeni olabilmesi için, rıza konusu üzerinde mutlak surette hukuken tasarrufta bulunma imkanı bulunmalıdır. Bu hukuka uygunluk nedeni uygulanabilir olsa da, sosyal hayatta karşılaşmak nerede ise imkansızdır.

Öğretide; “Tehdit suçu açısından konuyu incelediğimizde, Medeni Kanun’un 23. maddesinin 2. fıkrasında; “Kimse özgürlüklerinden vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlaka aykırı olarak sınırlayamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Tehdit suçu kişi hürriyetine karşı işlenen suçlar arasında yer almaktadır. Suçla korunan hukuki değer, kişilerin iç huzurunun korunmasının yanı sıra irade hürriyetidir. Dolayısıyla suç öncesinde var olan rıza açıklamasının tehdit eylemini hukuka uygun hale getirmeyeceği, ancak sair tehdit suçu açısından şikâyet yokluğunun soruşturma ve kovuşturma engeli olduğu kanaatindeyiz” görüşü vardır. (Hürriyet aleyhine işlenen bir suç olarak tehdit suçu; Serhat Bayraktutan, Yayınlanmamış Doktora tezi, Kocaeli 2016) Buna göre, ilgilinin rızası hukuka uygunluk nedeni olarak uygulanamayacaktır.

Şantaj suçu açısından hukuka uygunluk sebeplerinin veya başka bir hukuka uygunluk sebebinin uygulama alanının olmadığını dolayısıyla şantaj suçunda herhangi bir hukuka uygunluk sebebinin bulunmadığı görüşü de vardır. (Türk Ceza Hukukunda Şantaj Suçu, Neslihan Demirkol, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Isparta 2017, s.94)

Zorunluluk Hali ve Haksız Tahrik durumuna da kısaca değinecek olursak;

-Zorunluluk Hali (m.25/2): Zorunluluk halinde failin eylemi hukuka aykırı olmaya devam etmekle birlikte fail bu eylemi nedeniyle kusurlu kabul edilmez ve cezalandırılması yoluna gidilmez. Örneğin; intihar etmek amacıyla yüksek bir binadan atlamak üzere olan eşine, eyleminden vazgeçirmek için “atlarsan çocuklarımızı da ben buradan atacağım” sözleri suç olmaz. Çünkü söylenen bu söz ile eşini, çocuklarının hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit etme niteliği varsa da, başkasının hayatına yönelik ağır ve muhakkak bir tehlikeden onu kurtarma zorunluluğu da vardır. Bu nedenle tehdidin gerçekleştirilmiş olması nedeniyle fail kusurlu kabul edilmeyecek ve tehdit eylemi cezalandırılmayacaktır.

-Haksız tahrik (m. 29): Haksız tahrik, haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elem etkisi altında olma şeklinde kanunda tanımlanmıştır. Yargıtay, kardeşinin darp edildiğini öğrenmesi üzerine elinde bıçakla olay yerine giden sanığın, mağdura “seni keserim” dediğini ileri sürmesini haksız tahrik etkisinde işlenen suç olarak görmüştür. Tehdit suçunun da haksız tahrik altında işlenmesi mümkündür.

Scroll to Top