YOKSULLUK NAFAKASININ ŞARTLARI. (11.01.2024)

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı – davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının memnuniyetsiz ve  tutarsız  olduğunu, erkeğe eşi olduğunu hissettirmediğini, sürekli  aşağılayıcı söz ve hakaretlerde bulunduğunu, sürekli paradan ve maddîyattan bahsettiğini, gösterişe düşkün olduğunu, eski eşinin yüksek meblağlı borçlarını ödememeye çalıştığını, aralarında soğukluk olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata  karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin yurt dışından dönüş yapacağını söylediğini ancak bunu yapmadığını, Almanya’dan Türkiye’ye geldiğinde hemen eşinin yanına gelmeyip İstanbul da veya başka şehirlerde bekarmış gibi tatil yaptığını, umursamaz tavırları olduğunu, hakaret ettiğini, aşağıladığını, dedikodulara sebep olduğunu, değer vermediğini, ilgisiz davrandığını, maddî destekte bulunmadığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların kusur durumu değerlendirildiğinde kadına atfedilecek bir kusurun ispatlanamadığı, erkeğin ise evi ile maddî olarak ilgilenmediği boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir  ve yoksulluk nafakasına, 25.000,00 TL maddî tazminatın kadına ödenmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kendi davasının kabulü kadının davasının reddi gerektiği gerekçeleri ile  her iki dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf  başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, manevî tazminat talebinin kabulü gerektiği, maddî tazminat ve nafakaların miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi, maddî tazminat ve nafakaların miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen ve ispat edilen eylemler bakımından dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurunun bulunmadığı belirtilmiş ise de, özellikle tanık Başak’ın beyanına göre kadının mesaj yolu ile erkeğe hakaret ettiği anlaşılmakla bu kusurlu davranışın kadına yüklenmesi gerektiği ayrıca Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar dışında erkeğin Türkiye’ye kesin dönüş yapacağı hususunda söz verdiği halde Türkiye’ye kesin dönüş yapmadığı anlaşılmakla bu kusurlu davranışın da erkeğe yüklenmesi gerektiği, bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda evi ile maddî olarak ilgilenmeyen, Türkiye’ye kesin dönüş yapacağı hususunda söz verdiği halde Türkiye’ye kesin dönüş yapmadığı anlaşılan erkeğin ağır, mesaj yolu ile eşine hakaret ettiği anlaşılan kadının hafif kusurlu olduğu, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin bu şekilde düzeltilerek gerçekleşen kusur durumuna göre erkeğin boşanma davasının da kabulü gerektiği ayrıca yoksulluk nafakası isteyen kadının çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli  gelirinin olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran kadın yararına hükmolunan maddî tazminat miktarının az olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin değiştirilmesine, erkeğin davasının kabulüne, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadının yoksulluk nafakasına yönelik isteminin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat ödenmesine, kararın istinafa konu edilen diğer yönlerinin hukuka ve kanuna uygun olduğundan, tarafların sair istinaf taleplerinin   esastan reddine  karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının davasının ve fer’îlerinin reddi gerektiği, kendi tazminat taleplerinin kabulü gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve manevî tazmınat yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili; kadına kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının reddi gerektiği, yoksulluk nafakasının reddinin doğru olmadığı, kadının babasına ait işyerinde kısmi zamanlı sigortalı olduğu bu haliyle geçimini sağlaması mümkün olmadığı, manevî tazminatın reddinin ve maddî tazminat arttırıldığı halde vekâlet ücretinin güncellenmemiş olmasının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi,tedbir nafakası miktarı, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının reddi, maddî tazminatın miktarı, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davalarının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

         1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka talep edenin boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğinin belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesince şartları oluştuğu gerekçesi ile kadın yararına yoksulluk nafakasına karar verilmiş olup Bölge Adliye Mahkemesince ise yoksulluk nafakası isteyen kadının çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile bu yöne ilişkin hükmün kaldırılarak kadının yoksuluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Yapılan inceleme de kadının düzenli bir gelirinin olup olmadığı hususunda çelişki söz konusudur. O halde, yeniden usulünce tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının SGK kayıtları dikkate alınarak etraflıca araştırılarak, kadının sürekli ve düzenli bir işte çalışıp çalışmadığının araştırılması, çalıştığının tespit edilmesi halinde, çalışması karşılığında elde ettiği gelirin düzenli ve sürekli olup olmadığının, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde bulunup bulunmadığı belirlenerek, sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının yoksulluk nafakası talebi yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Semiha’ya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Köksal’a yükletilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

(Y. 2. HD. 11.01.2024 tarih, 2023/2802 E., 2024/158 K.)

Scroll to Top