Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma ve eşya alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer’îlerine ve eşya alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava, karşı davaya cevap ve karşı davaya ikinci cevap dilekçesinde; kadının ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, eşini küçümsediğini, “eksik parmaklı seni sevmiyorum” dediğini, erkek hastalandığında kadının annesinin “bu evin yataklarını ben aldım” diyerek erkeği eve almadığını, eşini hasta iken terk edip arayıp sormadığını ve kadının ameliyat olması halinde çocuğu olmayacağı için ortak kararla ameliyattan vazgeçildiğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına 1.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin kadını istemeyip sürekli “boş ol” dediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, ihtiyaçları karşılamadığını, ailesinin müdahalelerine sessiz kaldığını, eşini ameliyat için hastaneye götürmeyerek hastalığının ilerlemesine neden olduğunu, camları çerçeveleri kırıp başkasıyla evlenmek istediğini söylediğini, bıçak çektiğini, baskı ve şiddet uyguladığını, kadının ailesinin yaşadığı evi ve köyü kötülediğini, rencide ettiğini, ailenin kadına küfür ve hakaret ettiğini, kadını hizmetçi gibi ev ve bahçe işlerinde kullandıklarını ve erkeğin ilgisiz olduğunu iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK verilerine göre artırılmasına, yasal faizi ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen eşya alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, eşini tehdit eden, evli olmadığını beyan eden, evdeki eşyalara zarar veren, camları kıran, eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen erkeğin ağır, eşinin hastalığı ile ilgilenmeyen, sık sık boşanacağını dile getiren, ailesinin etkisinde kalarak eşini ortak konuta almayan kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağır kusurlu erkek eşin maddî ve manevî tazminata hak kazanamayacağı, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve tarafların haricen anlaşmış olmaları sebebiyle eşya alacağı davasının konusuz kaldığı gerekçesi ile; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına 17.06.2021 tarihli ara kararı ile hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının 01.11.2022 tarihi itibariyle aylık 1.000,00 TL’ye çıkarılmasına ve boşanmanın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakaya her yıl ÜFE oranında artış yapılmasına, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine ve eşya alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 4721 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre, yoksulluk nafakasının toptan ve durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, ortak çocuklarının olmaması ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası dikkate alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere “toptan ödeme” yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
(Y. 2. HD. 09.01.2024 tarih, 2023/3117 E., 2024/44 K.)