T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/1149
KARAR NO : 2024/6070
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Süleyman Olgun tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetçi borçlular süresi içerisinde icra mahkemesine vermiş olduğu dilekçe de aleyhlerine yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibine dayanak 45.000,00 TL bedelli senet üzerindeki imzaya, takibinin fer’ilerine, borca işlemiş faize itirazlarının kabulü ile takibin öncelikle müvekkilleri yönünden tedbiren durdurulmasını, itirazları hakkında gerekli tahkikat yapılarak takibin iptalini, alacaklının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına çarptırılmasıyla birlikte yargılama giderleri, vekalet ücretinin de alacaklıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra mahkemesinin takip talebinde yazılı 59.165,90 TL vekalet ücreti ile 2.350,00 TL takip masraflarının, ödeme emrinde yer almadığı, bu nedenle takip talebi ve ödeme emrinde yazılı alacak miktarlarının farklı olduğu, bu hususun mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınması gerektiği gerekçesi ile şikayetçi borçlular yönünden ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın taraflarca istinaf konusu yapıldığı, şikayetçi borçlular vekilinin istinaf isteminin süresinde yapılmadığından alacaklının istinaf isteminin HMK 344’e göre bir haftalık süre içinde eksik istinaf harçlarının yatırılmaması nedeniyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararlara yönelik olarak taraflarca istinaf başvurusunda bulunduğu, Bölge Adliye Mahkemesince borçluların ilk karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, alacaklı vekilinin ise ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiği, karara karşı sadece alacaklı vekilinin temyiz isteminde bulunduğu görülmektedir.
Somut olayda takip talebinde yazılı olup ödeme emrinde yazılı olmayan 59.165,90 TL vekalet ücreti ile 2.350,00 TL takip masrafı alacak kalemleri nedeniyle ödeme emrinin iptalini şikayet yolu ile isteme hakkı hukuki yararı bulunan alacaklıya ait olup alacaklının şikayette bulunmaması, ödeme emrinde yazılı alacak kalemleri yönünden takibe deva etme isteğini göstermektedir. Borçlu icra mahkemesinden şikayet yolu ile bu nedenle ödeme emrinin iptalini isteyemez. Kaldı ki borçlu, icra mahkemesine verdiği itiraz dilekçesinde ödeme emri iptal isteminde bulunmamıştır. İlk Derece Mahkemesince ödeme emrinin borçlular yönünden iptaline, borçluların sair itiraz ve şikayetlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesince, alacaklının istinaf isteminin kabulü ile yukarıda yazılan nedenlerle icra mahkemesinin ödeme emri iptal kararının kaldırılması gerekirken esastan ret kararı verildiği görülmekle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, icra mahkemesi kararının bozulmasına temyiz edenin sıfatına göre sair itiraz nedenlerinin incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Takip talebinde yazılı olan 59.165,90 TL vekalet ücreti ile 2.350,00 TL takip masrafı kalemlerinin borçluya çıkarılan ödeme emrinde yazılı olmadığı görülmektedir. Mahkemesince borçluların itirazlarının incelenmesi suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, dosya esasına ilişkin bir inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle 5311 Sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 Sayılı HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 29.11.2023 tarih ve 2023/3606 E. – 2023/3453 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 22.06.2023 tarih ve 2022/652 E. – 2023/457 K. sayılı kararının BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/3606 Esas
KARAR NO : 2023/3453 Karar
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının istinaf yolu ile incelenmesi talep edilmiş olup, dosya yerel mahkemece Dairemize gönderilmiş olmakla, üye hakim tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosyadaki tüm belgeler okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp, düşünüldü.
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 19.İcra Müdürlüğünün 2022/29974 esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, borca, senetteki imzaya, takibin ferilerine ve faize itiraz ettiklerini, düzenlenen senetle ilgili işletilen faizin de fahiş olduğunu söyleyerek takibin iptaline, davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının imzaya haksız olarak itiraz ettiğini, bu hususun yapılacak imza incelemesi ile açıklığa kavuşacağını, faiz hesabına ve miktara itiraz edilmiş ise de ne kadar miktara itiraz edildiğinin belirtilmediğini bu nedenle kısmi itirazın yapılmamış sayılması gerektiğini söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince; ”Somut olayda, takip talebinin 2. sırasındaki 59.165,90-TL vekalet ücreti ve 6. sırasındaki 2.350,00-TL takip masraflarının ödeme emrinde yer almadığı, takip talebi ve ödeme emrinde toplam alacak miktarının farklı olduğu, dolayısıyla ödeme emri ve takip talebinin birbiriyle uyumlu olmadığı, söz konusu hatanın müdürlük işleminden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, ödeme emrinin takip talebine aykırı olarak düzenlenmesi söz konusu olup, borçlu yönünden geçerli bir ödeme emrinin varlığından söz edilemez, bu nedenlerle bu husus mahkememizce resen göz önüne alınarak, davanın kabulü ile İstanbul 19. İcra Müdürlüğünün 2022/29974 Esas sayılı icra dosyasında takip talebine uygun düzenlenmeyen ödeme emrinin davacı borçlular yönünden iptaline, davacı borçlular yönünden ödeme emirleri iptal edildiğinden sair itiraz ve şikayetlerin incelenmesine yer olmadığına,
İlk derece mahkemesince 09/08/2023 tarihli ek kararıyla; Davalı vekilinin istinaf talebinin istinaf harçlarının yatırılmaması nedeniyle HMK 344.maddesi gereğince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına”
İlk derece mahkemesince 25/08/2023 tarihli ek kararıyla; Davacılar vekilinin istinaf talebi süresinde olmadığından HMK 346.maddesi gereğince istinaf dilekçesinin reddine” karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili 22/08/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; duruşmada davanın kabulüne karar verildiğini, istinaf süresinin tefhim ile başladığının belirtildiğini, lehlerine olan kısa karara karşı istinaf yoluna başvurmadıklarını, kısa kararda talep ettikleri kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini, tavzih taleplerinin dikkate alınmadığını, gerekçeli kararın tebliğ edildiğinde davadaki bir kısım taleplerle ilgili hüküm kurulmadığını, vekalet ücreti taleplerinin ise hukuka aykırı olarak reddedildiğini, yalnızca ödeme emrinin değil takibin de iptali gerektiğini, ayrıca davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istediklerini, vekalet ücreti taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini söyleyerek davanın kabulüne, takibin iptaline, davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili ek karara yönelik 04/09/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; asıl karara karşı istinaflarını süresi içerisinde yaptıklarını bu nedenle mahkemece 04/09/2023 tarihinde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu söyleyerek ek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili asıl karara yönelik 06/07/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ödeme tarihinden takip tarihine kadar yaklaşık 3 yıl süre geçtiğini, bilirkişinin ortaya çıkarmış olduğu rakamın doğru olmadığını söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekilinin ek karara yönelik 06/09/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; taraflarına çıkartılan muhtıra ile 31/07/2023 tarihinden itibaren adli tatilde sürelerin işlemeyeceğini ve bu sebeple başvuru harcını süresinde yatırdıklarını, kanunda tarif edilmeyen hak düşürücü sürenin muhtırada yer alamayacağını, ayrıca tebligatın İş hanı çay ocağı işletmecisi Yaşar Akverdi’ye yapıldığını bu sebeple de yapılan tebligatın usule aykırı olduğunu söyleyerek istinaf taleplerince gereğini yapılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacıların istinaf başvurusunun incelenmesinde;
22/06/2023 tarihli ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekilinin 22/08/2023 tarihli dilekçesi ile istinaf yoluna başvurduğu, mahkemece verilen ek karar ile istinaf başvurusunun süre aşımı nedeni ile reddedildiği görülmektedir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 363/1. maddesine göre icra mahkemesi kararlarına karşı tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulabilir.
İİK’nın 365. maddesine göre de istinaf yoluna başvurma yasal süre geçtikten sonra yapılır veya istinaf yoluna başvurulmasına olanak bulunmayan bir karara veya vazgeçme nedeniyle itiraz ya da şikayetin reddine veyahut süresi geçmiş bir şikayete ilişkin olursa Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince istem icra mahkemesince reddedilir.
Somut olayda davacı vekilinin, mahkeme kararının kendisine 22/06/2023 tarihli duruşmada tefhim edilmiş olmasına rağmen, tefhimden itibaren 10 günlük yasal süre içerisinde istinaf yoluna başvurmadığı ve istinaf dilekçesinin yasal süreden sonra 22/08/2023 tarihinde sunulması üzerine, ilk derece mahkemesince 25/08/2023 tarihli ek karar ile istinaf başvurusunun süresinde olmadığından reddine karar verildiği, davacının vekalet ücreti dışında istinaf konusu yaptığı hususların tefhim edilen kısma ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacı vekiline istinaf konusu edilen hususlar yönünden kısa karar tefhim edilmiş olmasına rağmen, tefhim tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle ve istinaf konusu vekalet ücreti miktarı olan 3.400,00TL’nin kesinlik sınırının altında olması bu nedenle istinaf edilemeyecek olması nedeniyle ilk derece mahkemesince ek karar ile istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle davacı tarafın ek karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın ek karara ve asıl karara yönelik istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Yargıtay 12 HD’nin 2021/8242 E. 2022/1464 K.sayılı kararında; “Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmeli; bu açıdan ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma merci ve süresi, bunun yapılmamasının sonuçları net biçimde açıklanmalıdır. Örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıra geçersiz olacaktır.( HGK 2014/9-1743 E. 2017/372 K.)” denilmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre, davalı tarafın 09/08/2023 tarihli ek karara karşı istinaf yoluna başvurduğu, ilk derece mahkemesince HMK 344. md. Kapsamında istinaf harçlarının yatırılması için davalıya muhtıra gönderildiği, ancak muhtırada usulsüz olarak “………. dosyamıza yatırılması” ifadesi yazıldığı, doğru ifadenin “…….. mahkemeler veznesine” olduğu, bu nedenle muhtıranın usulsüz olduğu, bu hali ile HMK 344.madde gereğince işlem yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın 09/08/2023 tarihli ek karara karşı istinaf başvurusunun kabulüne 09/08/2023 ek kararın kaldırılmasına, asıl karara karşı istinaf başvurusunun incelenmesinde ilk derece mahkemesince icra dosyasında düzenlenen ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmediği gerekçesiyle ödeme emrinin sair itiraz şikayetler incelenmeksizin iptal edildiği, faize ve asıl alacağa yönelik itirazla ilgili bir karar verilmemiş olduğu, davalı tarafın istinaf dilekçesinde belirttiği bilirkişi raporu doğrultusunda verilmiş bir karar bulunmadığı anlaşılmakla, davalının asıl karara karşı istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin ilk derece mahkemesinin 25/08/2023 tarihli ek kararına yönelik istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesinin 09/08/2023 tarihli ek kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile ek kararın KALDIRILMASINA, asıl karara karşı istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-a)Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin başvuran üzerinde bırakılmasına,
5-6100 sayılı HMK’nın 359/4. maddesi gereğince iş bu kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda davacı yönünden İİK 365/son maddesi gereğince KESİN, davalı yönünden gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 7035 Sayılı Kanunla değişik 6100 Sayılı HMK’nun 361/1.md.gereğince 2 (iki) hafta içerisinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere başka yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine veya İlk Derece Mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtayın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere temyiz yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi. 29/11/2023