Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda Dairece, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı karşı davalı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, aylık 2.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı davacı Arife Akyıldız vekili Avukat Yeşim Saraç Karaca geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı davalı Halil Akyıldız ile vekili gelmediler. Gelenin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı davalı erkek vekili birleşen davada cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde, asıl davanın reddi ile açmış oldukları davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2018 tarihli kararı ile tarafların 2014 Ağustos ayından itibaren ayrı yaşadıkları, kadının, erkeğin işyerinde erkek hakkında küçük düşürücü şekilde konuştuğu, bahçede çay bardağı fırlattığı, ustanın yanında hakaret ettiği, erkek eşin ise yıllardır şiddet ve baskı uyguladığı, kadında darp izlerinin görüldüğü, aşırı kıskanç olduğu, eşini odasına almadığı, 2014 yılı Ağustos ayında yaşanan tartışmada kızlarına bıçak çektiği, onlarına önüne geçen eşine de aynı şekilde davrandığı, bu kavga sırasında “hepiniz evden gidin” diyerek evden kovduğu, kadın eşin evden ayrılmak zorunda kaldığı, ameliyat olduğunda eşinin gelmesini istemediği, boşanmaya neden olan olaylarda kadın eşin az da olsa kusurlu, erkek eşin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen dava ile birleşen karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı -davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminat ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davaları, kusur tespiti, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 17.02.2021 tarihli kararına karşı süresi içinde, davacı davalı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden, davalı davacı kadın vekili tarafından, erkeğin kabul edilen davaları, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2. Dairemiz 21.03.2022 tarihli ilamıyla, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının da az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakası yönlerinden kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden bozulmasına, erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan İlk Derece Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusuru, paranın alım gücü, davacının boşanma ile mevcut ve beklenen menfaatlerinin ihlal edilmiş olması, hakkaniyet ilkesi nazara alınarak kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat belirlendiği gerekçesi ile kadın yararına aylık 2.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarı yönünden Mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, sair hususlar kesinleşmiş olmakla, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı davalı erkeğin tüm, davalı davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat bozma ilamında belirtilen ilkelere ve bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden davalı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Arife’ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Halil’e yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Halil’den alınarak Arife’ye verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 2. HD. 16.01.2024 tarih, 2022/9067 E., 2024/213 K.)