KREDİ ALACAĞINA DAYALI BAŞLATILAN İCRA TAKİBİNE İTİRAZIN İPTALİ. (08.06.2023)

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten onra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı banka ile dava dışı Hünkar Gıda Makina San. ve Tic. A.Ş. arasında 05.09.2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davalı borçlunun sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, asıl borçlu firmanın kredi koşullarına uymaması ve borcu zamanında ödememesi nedeni ile borçlu firma ile kefillerine muacceliyet ihtarnamesinin keşide edildiğini, ancak ihtarnamenin tebliğine rağmen borçlular tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını,  sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzalayan davalı hakkında  icra takibi başlatıldığını, ancak davalı borçlunun icra takibine haksız olarak olarak itiraz ettiğini, davalı borçlunun borcun tamamından sorumlu olduğunu belirterek davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalının alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dışı borçlu firmanın davacı bankadan kullandığı kredi borcunu müşterilerinden temin ettiği çek ve bonolar ile ödediğini, ancak davacı banka tarafından tahsili gerçekleştirilen ödemelerin icra dosyasına yansıtılmadığını ve davalının yüklü bir borcun altına sokulduğunu, bu durumun davacı banka ile dava dışı firmanın defterleri üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi tespit edilebileceğini belirterek davanın reddine, davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini   istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan bilirkişi raporunda davacı bankanın dava tarihi itibariyle 882.861,62 TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra 172.383,14 TL daha tahsilat yapıldığı, bu tahsilatın infaz aşamasında dikkate alınması gerektiği bildirilmiş ise de, davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesi ile davacı bankanın güncel alacağının 06.02.2019 tarihi itibariyle 837.736,81 TL olduğunun bildirildiği, işbu alacağın asıl borçlu şirket yada davalı kefil tarafından ödendiğine dair herhangi bir belge ibraz edilmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalı kefilin kefalet limiti kapsamında borcun tamamından sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulünen itirazın 837.736,81 TL’lik asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren %42,25 oranında temerrüt faizi ve bu temerrüt faizinin %5’i oranında BSMV uygulanmasına,  alacak belirlenebilir ve likit olmakla 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (2004 sayılı Kanun) 67 nci maddesi uyarınca hükmedilen alacak bedeli olan 837.736,81 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine  karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itiraz ettiğini, yeni inceleme yapılmadığını, hesaplama hataları bulunduğunu, bu rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının borcu olmadığını, ödeme yapıldığını, alacağın likit olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyanın inceleme safhasında bulunduğu sırada davalı vekilinin 04.10.2021 tarihli dilekçe ile istinaf talebinden feragat ettiğini, tarafların bir protokol ile anlaştıklarını ve aralarındaki ihtilafı sonlandırdıklarını beyan ettiği, davacı vekilinin 05.10.2021 tarihli dilekçe ile de icra dosyasına itirazından feragat ettiğine ilişkin beyanını sunduğu, itirazın iptali davasının konusuz kaldığını bildirdiği, vekilin kanun yoluna başvurudan feragata yetkili olduğu, karar verilinceye kadar istinaftan feragatın mümkün olduğu  gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; feragat edilmesi sonucunda karar ve ilam harcının maktu olması gerektiğini, mahkemece verilen karar ve ilam harcının davalıdan tahsiline dair hükmün kaldırılması gerekirken kaldırılmadığını, nisbi karar ve ilam harcının maktu olarak ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, davanın konusuz kaldığını belirterek kararın bozulmasını  istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kredi alacağına dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. 

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

2. 2004 sayılı Kanun’un 67 nci maddesi.

3. Değerlendirme

Davacı vekili 05.10.2021 tarihli dilekçesinde, davalının icra takibine itirazından feragat ettiğini belirterek davanın konusuz kaldığını, yapılan harç ve yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasını, iki taraf için de vekalet ücretine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili 04.10.2021 tarihli dilekçesiyle  tarafların 30.09.2021 tarihli protokol ile anlaşarak aralarındaki ihtilafı sonlandırdığını, müvekkilin talebi doğrultusunda  istinaf kanun yoluna başvurudan ve tüm dosya kapsamından feragat ettiğini belirtmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurularının feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Ancak davacının istinaf başvurusundan feragatinin söz konusu olmadığı, davalının istinaf talebinden feragat ettiği, her iki tarafın da beyanının davalının borca itirazından feragat etmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığına ilişkin olduğu, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin talep edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf talebinden her iki tarafın da feragat ettiği kabul edilerek istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararı geçerliliğini korumaya devam edecektir. Davalı vekili de bu durumun aleyhine bir durum oluşturduğunu ileri sürerek yargılama gideri ve harçlar bakımından kararı temyiz etmiştir. O hâlde davacının istinaf başvurusundan feragat etmediği ve davanın konusunun kalmadığı dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken istinaf talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

08.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

(Y. 11. HD. 08.06.2023 tarih 2022/161 E. 2023/3621 K. )

Scroll to Top