3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
4.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı hâlde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda ise işçinin ihtirazı kayıt ileri sürmesi beklenemeyeceğinden, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının her türlü delil ile ispatı mümkündür.
5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
6.Aynı ispat kuralları hafta tatili ve ulusal bayram ve genel tatil ücret alacakları için de geçerlidir.
7. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.
8. Somut olayda; davacı işçi çalıştığı süre boyunca cumartesi ve pazar günleri dâhil sürekli 08.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını, fazla çalışma karşılığı hak edilen ücret alacağının eksik ödendiğini ileri sürmüştür. Davalı taraf ise davacının aşçıbaşı olarak çalıştığını, çalıştığı dönemde otelde konakladığını, davacının çalışma saatlerinin 16.00-22.00 saatleri arasında olduğunu, mutfak ekibinin çalışma gün ve saatlerini kendilerince düzenleyerek çalıştıklarını, davacının çalışma saatlerini kendisinin belirlediğini, genel olarak saat 16.00’da işe başlayıp saat 22.00’de çalışmanın sona erdiğini, fazla çalışma ücretlerinin ödendiğini savunmuştur. Mahkemece, dinlenen davacı tanıklarının davalı işverene karşı davalarının bulunduğu, davacı ile tanıkların ortak menfaat birliği içinde oldukları gerekçesi ile beyanlarına itibar edilmemiştir. Bu sebeple fazla çalışma ücreti alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ispatlanamadığından reddine; hafta tatili ücreti bakımından ise bordrodaki tahakkukların eksik ödendiği gerekçesiyle hafta tatili ücreti alacağının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
9. Ancak dava dilekçesi içeriği, davalı tarafın beyanı ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının davalıya ait otelde aşçıbaşı olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. İşyerinde ikinci bir aşçıbaşı çalıştığı da ispatlanmış değildir. Bu durumda, her ne kadar husumetli oldukları gerekçesiyle tanık beyanlarına itibar edilmemişse de davacının işinin niteliği de dikkate alındığında, kararın (7) nci paragrafında açıklandığı üzere yan delillerle desteklendiği anlaşılan tanık beyanlarına itibar edilmelidir.
10. Buna göre, davacının dava dilekçesindeki çalışma düzenine ve ödemeye ilişkin ifadeleri ile tanık beyanları ve dosya kapsamı göz önünde bulundurularak davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.09.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 9. HD 26.9.2022 tarih 2022/7817 E. 2022/10407 K. )