1. Dava Konusu ve Süreci
- Davacı taraf (yüklenici), inşaat yapım sözleşmesine dayanarak devredilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapu iptal ve tescilini talep etmiş, devrin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini istemiştir.
- Davalı taraf (iş sahibi) ise, bağımsız bölümlerden birinin üçüncü kişiye satıldığını, bu satışın davacının talimatıyla gerçekleştiğini ve inşaatın tamamlanabilmesi için bu satıştan elde edilen paranın kullanıldığını savunmuştur.
- İlk Derece Mahkemesi, bilirkişi raporuna dayanarak davayı kısmen kabul etmiş ve belirli bedellerin tahsiline hükmetmiştir.
- Taraflar bu kararı istinaf etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise bazı faiz hesaplamalarında hata olduğuna karar vererek İlk Derece Mahkemesi kararını kaldırmış ve alacak miktarlarının avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.
2. Temyiz Nedenleri
- Davacı vekili, bağımsız bölümlerin satış değerlerinin düşük belirlendiğini ve 3 no.lu bağımsız bölüm için faiz başlangıcının yanlış belirlendiğini ileri sürmüştür.
- Davalı vekili, taşınmaz bedellerinin yüksek belirlendiğini, avans faizi uygulanmasının yanlış olduğunu ve yargılama giderlerinin müvekkiline yüklenmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
3. Yargıtay Kararının Değerlendirilmesi
Yargıtay, her iki tarafın temyiz itirazlarını incelemiş ve şu değerlendirmeleri yapmıştır:
Davacı Vekilinin Temyiz İtirazları:
- Bağımsız Bölüm Değerleri: Yargıtay, bağımsız bölümlerin değerini tespit eden bilirkişi raporlarının alanında uzman kişiler tarafından hazırlandığını ve bu raporların denetime elverişli olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, davacının bağımsız bölüm değerlerinin düşük belirlendiği yönündeki itirazı reddedilmiştir.
- Faiz Başlangıç Tarihi: Davalı tarafın dava tarihinden önce temerrüde düşmediği gerekçesiyle, 3 no.lu bağımsız bölüm bedeli için dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği yönündeki istinaf kararı hukuka uygun bulunmuş ve davacının bu konudaki itirazı reddedilmiştir.
Davalı Vekilinin Temyiz İtirazları:
- Yargılama Giderleri: Davalı vekilinin yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki itirazı, istinaf sebebi olarak belirtilmediği için Yargıtay tarafından reddedilmiştir.
- Bağımsız Bölüm Değerleri: Bilirkişi raporlarının yeterli bulunması nedeniyle, bağımsız bölüm değerlerinin yüksek belirlendiği yönündeki itirazı da reddedilmiştir.
- Belge İnkarı: Davacı tarafın, davalı tarafından sunulan belgedeki imzayı inkar etmesi ve belgenin aslının mahkemeye sunulmaması nedeniyle bu belgenin dikkate alınmamasında usule aykırılık görülmemiştir.
- İkrarın Sonuçları: Davacı vekilinin daha önceki beyanları (özellikle 3 no.lu bağımsız bölümden 19.000 TL alacağı olduğu yönündeki beyanı) ikrar niteliğinde olduğundan, bu ikrarın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 37.000 TL üzerinden karar vermesi doğru bulunmamış ve bu nedenle kararın davalı yararına bozulması gerektiğine karar verilmiştir.
Çelişkili Faiz Kararı: Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararda hem yasal faiz hem de avans faizi uygulanması gerektiğini belirtmesiyle bir çelişki yaratılmış ve bu durum Yargıtay tarafından bozma gerekçesi olarak kabul edilmiştir.
4. Sonuç
Yargıtay, Bölge Adliye Mahkemesi kararının özellikle davacının 3 no.lu bağımsız bölümle ilgili alacağının fazla belirlenmesi ve faiz uygulamalarındaki çelişki nedeniyle bozulmasına karar vermiştir. Ayrıca, yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ve temyiz harçlarının ilgili taraflardan tahsil edilmesine karar verilmiştir.
5. Hukuki Değerlendirme
Bu karar, inşaat yapım sözleşmesine dayalı alacak ve tapu iptali davalarında:
- Bağımsız bölümlerin devri veya bedelinin tahsili hususunda sözleşmenin ifası, tarafların talepleri ve temerrüt gibi konuların büyük önem taşıdığını,
- Bilirkişi raporlarının yeterli ve denetime elverişli olmasının temyiz aşamasında itirazların reddine yol açabileceğini,
- İkrar niteliğindeki beyanların taraflar arasındaki uyuşmazlığı ortadan kaldırarak bu hususların artık ispat gerektirmediğini vurgulamaktadır.
Kararın Sonucu
Yargıtay, belirli noktalar haricinde Bölge Adliye Mahkemesi kararını yerinde bulmuş ancak faize ilişkin çelişkiler ve alacağın fazla belirlenmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar vermiştir.
T. C.
Y A R G I T A Y
6 . H U K U K D A İ R E S İ
Esas No : 2022/3077
Karar No : 2023/4238
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekilince duruşmalı, davacı vekilince katılma yoluyla duruşmasız olarak temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.10.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde davalı vekili Avukat Ayşe Mukyen geldi. Tebligata rağmen karşı taraftan gelen olmadığı anlaşılmakla onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı yüklenici vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 30.04.2009 tarihli inşaat yapım sözleşmesi imzalandığını, yapılacak işler karşılığında davalının Bodrum ilçesi, Karakaya Köyü, Sarıca Mevki 2591 parseldeki 2 ile 2590 sayılı parseldeki 3 numaralı bağımsız bölümleri müvekkiline devrini taahhüt ettiğini, 3 numaralı bağımsız bölümün üçüncü kişiye satılmış olduğunu, satıştan 72.000,00 TL’nin müvekkiline ödendiğinden bağımsız bölümün takdir edilecek olan bedelinden 72.000,00 TL’nin mahsubu ile kalan bedelin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 2 numaralı bağımsız bölümün de tapusunun iptali ile müvekkil adına tesciline, bu mümkün değilse taşınmazın kıymetinin takdiri ile taşınmaz bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı iş sahibi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kendisine kalacak olan bağımsız bölümü dava dışı Gürbeyoğlu Ltd. Şti.’nin almak istediğini oradan gelecek para ile inşaatı tamamlayacağını, şirketin müvekkiline ait olan 1 nolu bağımsız bölümü de satın almak istediğini bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin iyiniyetle davalının hakedişine konu olan 2 no.lu bağımsız bölüm ile kendisine ait 1 no.lu bağımsız bölümü tapuda bu şirkete devrettiğini, 3 no.lu bağımsız bölümü de davacının talebi ile üçüncü kişiye sattığını, satış bedelinden tarafında 20.500,00 TL kaldığını, bunun da inşaat harcamaları için üçüncü kişilere davacının oluru ile harcandığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2 no.lu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin 174.000,00 TL belirlendiği gerekçesiyle bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 3 no.lu bağımsız bölümün de satış tarihindeki değeri olan 109.000,00 TL’den davacının aldığını kabul ettiği 72.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 37.000,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını, süresi içinde taraf vekilleri istinaf etmiştir
B. İstinaf Nedenleri
1. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; yapılan iş ticari iş olduğundan hükmedilen alacağa avans faizi işletilmesi gerektiğini, taşınmazların rayiç bedelinin düşük takdir edildiğini belirtmiştir.
2. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; faiz başlangıç tarihlerinin hatalı olduğunu, 2 no.lu bağımsız bölümün davacının bilgisi dahilinde Gürbeyoğlu Ltd. Şirketine devredildiğini, eksik ve ayıplı işler nedeniyle açılan tazminat davasının dava tarihinden sonra infaz edildiğini, davacının dava tarihi itibariyle edimlerini yerine getirmediğini, 3 nolu bağımsız bölümün inşaatın bitirilebilmesi için davacının gösterdiği kişiye devredildiğini, satış bedelinden kalan 20.500,00 TL’nin davacının oluru ile inşaat için harcandığını, 2016/91 Esas sayılı dosyada davacının ikrarlarının dikkate alınmadığını, davacının imzasını inkar ettiği belgenin aslının sunulmamasının müvekkil aleyhine yorumlanamayacağını, taşınmaz bedellerin yüksek takdir edildiğini belirtmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; TTK’nın 12/3. maddesi gereğince her çeşit imâl ve inşa işleri ticari iş olduğundan davacı da avans faizi talep ettiğinden kabul edilen alacağa avans faizi yerine yasal faiz uygulanması hatalı olduğu, ayrıca davalının dava tarihinden önce temerrüde düşürülmemesi nedeniyle 3 no.lu bağımsız bölüm bedeli için de dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken temerrüt oluşturmayan satış tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak açılan davanın kabulü ile, 211.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge adliye mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını süresi içinde taraf vekilleri temyiz etmiştir.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; bağımsız bölümlerin satış değerlerinin düşük belirlendiğini, 3 no.lu bağımsız bölüm için satış tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.
2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın gerekçe kısmında taşınmazın bedeli olarak 174.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline denilmesine rağmen, bu alacak için avans faizi üzerinden hüküm kurularak çelişki yaratıldığını, davacının dava tarihinde hakedişlerini talep edebilmesine ilişkin dava açma hakkı doğmadığını, müvekkilince açılan eksik ve ayıplı iş giderim bedeline dair ilişkin davanın iş bu dava açıldıktan sonra karara bağlandığını ve davacının 08.08.2016 tarihinde borcunu icra vasıtasıyla ödediğini, yargılama giderlerine mahkum edilmesinin hatalı olduğunu, 3 nolu bağımsız bölümün davacının talimatı ile 3. kişiye devredildiğini, bu hususta 09.09.2009 tarihli tutanağın tutulduğunu, söz konusu belgenin Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/139 Esas sayılı dava dosyasına sunulduğunu, belgenin mahkemece zayi edilmesi yükümlülüğün taraflarına yüklenemeyeceğini, davacının 3 no.lu bağımsız bölümden kaynaklı hakedişinin tamamını aldığını, alacağa avans faizi hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, inşaat yapım sözleşmesi uyarınca devredilmesi gereken bağımsız bölümlerin tapu iptal ve tescili, mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
HMK’nın 188/1 inci maddesi, TTK’nın 12/3 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1. Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu bağımsız bölümlerin değerini tespit eden raporu hazırlayan bilirkişilerin alanında uzman oldukları, hazırlanan raporun açık, anlaşılır ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin bağımsız bölüm değerinin düşük belirlendiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 3 no.lu bağımsız bölümün satış bedeli için davalı taraf dava tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden, temerrüt oluşturmayan satış tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu yönündeki istinaf mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının bu temyiz itirazı da yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir.
3. Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
İstinaf sebebi olarak belirtilmeyen konu, temyiz incelemesinde ele alınamayacağından davalı vekilinin yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmeyip, reddi gerekmiştir. 09/09/2009 tarihli belge altındaki imzanın davacı tarafça inkar edilmesi, davalı tarafa verilen kesin sürede belge aslının dosyaya sunulmadığı, belge üzerinde inceleme yapılamadığı anlaşıldığından mahkemece bu belgeye itibar edilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir durum görülmeyip, davalının temyiz itirazının reddi gerekmiştir. Ayrıca dava konusu bağımsız bölümlerin değerini tespit eden raporu hazırlayan bilirkişilerin alanında uzman oldukları, hazırlanan raporun açık, anlaşılır ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bağımsız bölümler değerinin yüksek belirlendiği yönündeki temyiz itirazları da yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir..
4. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
HMK’nın 188/1 maddesi; “Taraflar veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez” hükmünü haizdir. Buna göre mahkeme önünde ikrarın, taraflardan ya da onların yetkili temsilcilerinden sadır olması ve yargılama içinde, mahkemeye karşı tek taraflı açık bir irade beyanı ile sözlü veya yazılı olarak yapılması gerekir. İkrarın yapılmasıyla birlikte artık o vakıa, taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıkar ve bunun sonucu olarak ispatı gerekmez.
Söz konusu açıklamayı somut uyuşmazlık bakımından değerlendirdiğimizde; davacı iş sahibi tarafından davalı yükleniciye karşı aynı sözleşmeye dayalı olarak eksik ve ayıplı işler giderim bedeli ile gecikme tazminatı istemli Bodrum 1. Asliye Mahkemesinin 2019/111 Esas sayılı açılan davada, davalı yüklenici vekili mahkemeye verdiği 23.10.2012 tarihli dilekçede 3 no.lu bağımsız bölümün arsa sahibince satıldığı, bu bağımsız bölümden müvekkilin 19.000,00 TL alacaklı olduğunu belirttiği gibi, 30.12.2011 tarihli duruşmada da benzer beyanda bulunmuş ve bu beyanı mahkemece imzalatılmıştır. Söz konusu beyan ile davacı yüklenici, 3 no.lu bağımsız bölümden bakiye alacağının 19.000,00 TL olduğunu mahkeme içinde ikrar etmiş bulunmaktadır. İş bu nedenle bölge adliye mahkemesince, 3 no.lu bağımsız bölümün için 19.000,00 TL’ye hükmedilmesi gerekirken 37.000,00 TL’ye hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Ayrıca bölge adliye mahkemesince kararın gerekçe kısmında ilk derece mahkemesince 2 no.lu bağımsız bölüm değeri olarak belirlenen 174.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinin doğru olduğu belirtildiği gibi ilerleyen paragraflarda hükmedilen alacağa avans faizi işletilmesi gerektiği belirtilerek, kararda çelişki yaratılması da doğru olmamıştır.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. “Değerlendirme” bölümünün “2”inci bendinde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, “3”üncü bendinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, “4” üncü bentte açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi kararının davalı yararına BOZULMASINA,
17.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan
davalıya verilmesine
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine,
Aşağıda yazılı harcın temyiz eden davacıdan alınmasına,
Dosyanın kararı veren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
14.12.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.