C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 5 inci maddesi gereğince İCRA MEMURUNUN KUSURUNDAN KAYNAKLANAN ZARARIN TAZMİNİ istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Hükmü temyiz etme hakkı, davada taraf olan kişilere aittir. Kural olarak, kendisine dava ihbar olunanların, davaya katılmadıkça kanun yollarına başvurma hakkı yoktur. Ancak Mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak taraf sıfatını almayan davanın ihbar olunduğu kişiler hakkında hüküm kurulmuşsa, ihbar olunan hükmün kendisiyle ilgili bölümünü temyiz edebilir.
Somut olayda, davalı Bakanlığın talebiyle dava, takip alacaklısı Mehmet Güçel’e ihbar edilmiş ancak ihbar olunan feri müdahale talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle davada, davalı sıfatının Adalet Bakanlığına ait olduğu ve davada tek davalı bulunduğu, Mehmet Güçel mirasçılarının ihbar olunan sıfatı dışında başkaca bir sıfatı bulunmadığı, Mahkemenin karar başlığında da bu kişilerin ‘İhbar Olunanlar’ sıfatıyla yer aldıkları, kaldı ki Mahkemece ihbar olunanların sorumluluğu bulunduğuna ilişkin bir gerekçeye yer verilmediği, davanın niteliği ve hükmün gerekçesinden, hükmün birinci fıkrasında yer verilen ‘davalılardan’ ifadesinin, ‘davalı’ yerine sehven yazıldığı ve bu hususun mahallinde her zaman düzeltilebilir nitelikte maddi hata olduğu, bu durumda ihbar olunanlar aleyhinde hüküm kurulmadığı ve hükmü temyiz etmekte hukuki yararları bulunmadıklarının anlaşılmasına göre, temyiz hakkı bulunmayan ihbar olunanların temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği ve bu davalara adliye mahkemelerinde bakılacağı, bu nedenle Mahkemenin görevli olduğunun, yine ihalenin feshi kararının 31.12.2004 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığının anlaşılmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3. 2004 sayılı Kanun’nun 5 inci maddesinde icra ve iflas dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının İdare aleyhine açılabileceği ve İdarenin kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı olduğu düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında icra görevlilerinin sorumluluğu için aranan koşullar; görevlilerin kusurlu hareket etmiş olmaları, hareketleri sonucu zarar vermiş olmaları ve zararla hareket arasında illiyet bağının bulunmasıdır.
4. Somut uyuşmazlıkta dava, 2004 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi uyarınca icra memurunun kusurlu eylemi nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine ilişkin olup, dava konusu usulsüz yapıldığı iddia edilen ihalenin, davacı tarafından açılan dava sonucu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ve satış ilanının yanlış adreste bizzat takip alacaklısına tebliğ edilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle feshedilerek 31.12.2004 tarihinde kesinleştiği, bu nedenle icra memurunun tebligatın usulüne uygun olup olmadığını denetleme yükümlülüğü olduğu, gerek ödeme emrinin gerekse de satış ilanının tebliğinde gerekli dikkat ve özeni göstermeyen icra müdürünün kusurlu olduğu ve bu yükümlülüğüne aykırı davranması nedeniyle davacının maddi zararının doğduğu, 2004 sayılı Kanun’un 5 inci maddesi gereğince doğan zarardan davalının sorumlu olacağı, ne var ki her davanın açıldığı şart ve koşullarda değerlendirilmesi gerekeceğinden, davacının zararının, taşınmazın haksız olarak yapılan ihalesinin kesinleştiği, 22.03.2002 tarih ile dava tarihleri arasında hesaplanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile dava tarihi ile davacı adına tescilin yapıldığı 20.12.2012 tarihleri arasında oluşan zararın hesaplanarak sonuca gidilmesi doğru görülememiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. İhbar olunanların temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE,
3. Temyiz olunan Mahkeme kararının 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi uyarınca davalı Bakanlık yararına BOZULMASINA,
6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun Geçici 3 üncü maddesi atfıyla 1086 sayılı Kanun’un 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi. (Y. 3. HD. 2023/1806 E., 2023/3693 K.)