Taraflar arasında birleştirilerek görülen hakem kararının iptali davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda Bölge Adliye Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Asıl davada davacılar vekili; davalı ile kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlık nedeniyle, kira sözleşmesindeki tahkim şartı nedeniyle tahkim yargılama sürecini başlattıklarını, yargılamanın en başında daha tahkikat başlamadan önce taraflar olarak tahkim heyeti ile birlikte öncelikle tahkim heyeti ücreti ve sekreterya ücreti hususunda anlaştıklarını, anlaşmaya uygun olarak ücretleri peşinen taraflar olarak ödedikten sonra yargılama sürecinin başladığını ancak daha sonra yargılama sürecinde haricen sulh olduklarını, tahkim heyetine 04.04.2023 tarihinde müşterek bir dilekçe vererek sulh olunduğu ve bu nedenle yargılamayı sonlandırdıklarını bildirdiklerini, yargılamayı sonlandırdıktan sonra yokluklarında karar veren heyetin gerekçeli kararı 02.05.2023 tarihinde tebliğ ettiğini, tahkim heyetinin davanın esasına, hukuka ve hakkaniyete uygun olmayan yeni bir ücret belirlediğini ve karar altına aldığını gördüklerini, bunun üzerine tahkim heyetine hakem kararının tavzihi, düzeltilmesi ve tamamlanması talepli 15.05.2023 tarihli dilekçeyi verdiklerini ancak hakem heyeti tarafından 19.05.2023 tarihli karar ile tavzih talebinin reddine karar verildiğini, 300.000,00 TL hakem heyeti ücreti ile 25.000,00 TL sekreterya ücretinin, bir başlangıç ücreti olmayıp tahkim yargılamasının tamamı göz önüne alınarak, heyet ile taraflarca birlikte değerlendirilerek belirlendiğini ve karar altına alındığını, dolayısıyla hakem heyeti tarafından 26.04.20213 tarihli karar ile yeniden ücret talebi ve kararının, dosya münderecatına, usul ve esas yönünden hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, Adalet Bakanlığı Hakem Heyeti Ücret Tarifesinin 5 inci maddesine göre hakem ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini, hakem heyeti kararının yeniden belirlenmiş olan hakem ve sekreterya ücretleri hususunda iptali gerektiğini, davanın tarafları olarak dava konusu uyuşmazlık hususunda 4.500.000,00 TL miktarında sulh olup anlaştıklarını, bu miktar üzerinden hakem heyeti ücret tarifesine göre ancak 235.000,00 TL hakem ücreti hesaplanabileceğini ileri sürerek; tahkim heyeti kararının 4, 5 ve 6 ncı maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Birleşen davada davacı vekili; tahkim yargılamasının başında, tahkim heyeti ile hakem ücretleri ve sekreterya ücreti hususunda anlaşma sağlandığını, hakem heyeti ücretinin, taraflar arasındaki bu anlaşmaya uygun olarak peşin ödendiğini, tarafların sulh sözleşmesi yaparak bu durumu hakem heyetine bildirdiğini, hakem heyetinin yokluklarında verdikleri kararda; davanın esasına, hukuka ve hakkaniyete aykırı bir değerlendirme ile yeni bir ücret belirlediğini ve karar altına aldığını, bunun üzerine kararın tavzihi, düzeltilmesi talebinde bulunulmasına rağmen, hakem heyeti tarafından tavzih talebinin reddine karar verildiğini, tavzih talebinin reddi kararında, bir başlangıç ücreti belirlendiği belirtilmiş ise de belirlenen ücretin bir başlangıç ücreti olmayıp tahkim yargılamasının tamamı göz önüne alınarak ve değerlendirilerek belirlenmiş bir ücret olduğunu, hakem heyeti tarafından tarafların yokluğunda verilen kararda yeni bir hakem ve sekreterya ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, sulh nedeniyle taraflarca belirlenen hakem ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini, sulh protokolünde, yargılama konusu taleplerle ilgili olarak toplam 4.500.000,00 TL üzerinden anlaşma sağlandığını, sulh miktarı esas alınsa bile bu miktarın tarifeye göre ancak 235.000,00 TL olacağını ileri sürerek; 26.04.2023 tarihli hakem heyeti kararının 4, 5 ve 6 ncı maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Asıl davada, davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.
2.Birleşen davada, davalılar vekili; dava konusu hakem heyeti kararının 4, 5 ve 6 ncı maddelerinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, söz konusu hakem heyeti kararı ile ilgili olarak aynı içerikli iptal davası açtıklarını belirterek, davaların birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi sıfatıyla davaya bakan Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında düzenlenen 15.01.2016 tarihli kira sözleşmesinin 11 inci maddesinde tahkim şartının olduğu, dava ve birleşen dava dosyasında tarafların hakem heyeti kararının sadece 4, 5 ve 6 ncı maddelerinin iptalini talep ettikleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda (6100 sayılı Kanun) yer alan hakem kararının iptaline ilişkin düzenlemelerde iptal sebeplerinin açıkça bildirilmesi ve bildirilen iptal sebebiyle sınırlı olarak inceleme yapılacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamakla birlikte 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nda (4686 sayılı Kanun) belirtildiği gibi incelemenin bildirilen iptal sebebi ile sınırlı olarak yapılacağı, sadece tahkime elverişlilik ile kamu düzenine aykırılık bakımından resen değerlendirme yapılması gerektiğinin öğretide kabul edildiği, davacılar tarafından 6100 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesinde yer alan iptal sebeplerinden hangisine dayanıldığı belirtilmediğinden incelemenin sadece tahkime elverişlilik ve kamu düzenine aykırılık ile sınırlı olarak yapılması gerektiği, kira ilişkisinden kaynaklı uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, 6100 sayılı Kanun’un 439/2-ğ maddesinde hakem kararının kamu düzenine aykırı olduğunun tespiti halinde hakem kararının iptaline karar verilebileceği düzenlenmiş ise de hakem kararının kamu düzenine aykırı olup olmadığının denetlenmesinin, esasa ilişkin olarak hakemlerin doğru karar verip vermediğinin denetlenmesi anlamına gelmeyeceği, kira sözleşmesinden kaynaklı alacak ve cezai şart tazminatı dosyasında verilen hükmün 6100 sayılı Kanun’un 439 uncu maddesi gereğince usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, iptal sebebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde aslı ve birleşen davada davacı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Asıl davada davacılar vekili; gerekçeli kararda iptal sebebi hakkında değerlendirme dahi yapılmadığını, tahkim kararının tarafların sulh olması nedeniyle davanın esası hakkında verilen bir karar olmadığını, kararda sadece hakem heyetinin hükmettiği kendi ücretleriyle ilgili hüküm olduğunu, hakem heyetinin kendi ücretleri konusunda verdiği kararın hukuka aykırı olması nedeniyle iptal davası açıldığını, hakem heyeti ücretinin hangi yönden usul ve esasa uygun olduğuna dair de kararda hiçbir açıklama yapılmadığını, Mahkemenin hükmedilen hakem ücreti miktarının hukuka uygun olarak hesap edilip edilmediğini tespit etmek ve gerekçelendirmek zorunda olduğunu, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Birleşen davada, davacı vekili; kararda, hakem heyeti ücretinin hangi yönleriyle usul ve esasa uygun olduğuna dair bir gerekçeye yer verilmediğini, bu hususun kamu düzenine ilişkin olduğunu ileri sürerek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, tahkim yargılamasında verilen hakem kararının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun’un 439 ile 440 ıncı maddeleri,
2. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesinin 6 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Taraflar arasında düzenlenen 15.01.2016 başlangıç tarihli, 12 yıl 6 ay süreli kira sözleşmesinin 11 inci maddesinde, taraflar arasındaki ihtilafların çözümünün öncelikle tahkim yoluyla olacağı düzenlenmiştir. Kiraya veren, davalı kiracı tarafından kira sözleşmesinin tek taraflı feshedildiği iddiası ile 500.000,00 TL kira kaybı, 100.000,00 TL hor kullanma tazminatının tahsili istemiyle hakem heyetinde dava açmış olup, uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu anlaşılmaktadır.
2. 26.04.2023 tarihli hakem heyeti kararı ile tarafların sulh olduğu ve tahkim yargılamasından vazgeçtiği bildirildiğinden, davada karar verilmesine yer olmadığına, tarafların aynı tarihli dilekçe ile birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığını bildirmiş olması nedeniyle bugüne kadar yapılmış olan yargılama masraflarının taraflar üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, davacı tarafın ıslah dilekçesi sonucunda uyuşmazlık miktarının toplam 16.304.638,00 TL olmasından dolayı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesi uyarınca hakem heyeti ücretinin toplam 367.609,00 TL olduğunun tespitiyle; tarifenin 6 ncı maddesi gereğince delillerin sunulması hususunda süre verilmesinden sonra Hakem Heyeti artık hakem ücretine tam olarak hak kazanacağından; işbu davada taraf delillerinin toplanmış olması ve yargılamanın son aşamasına gelindiğinde tarafların sulh olması sebebiyle Hakem Heyetinin ücrete tam olarak hak kazandığına, taraflarca daha önce eşit şekilde ödenen 300.000,00 TL ücretin düşülmesi sonucunda kalan 67.609,00 TL hakem heyeti ücretinin taraflarca müteselsilen ve müştereken ödenmesine, hakem heyeti sekreterliğine toplam 31.760,00 TL ücret takdir edilmesine, taraflarca daha önce eşit şekilde ödenen 25.000,00 TL ücretin düşülmesi sonucunda kalan 6.760,00 TL ücretin taraflarca müteselsilen ve müştereken ödenmesine karar verilmiş, tarafların hakem heyeti ve sekreterya ücretinin tavzihi talebi reddedilmiştir.
3. Uyuşmazlık hakem heyetinin ücretinin belirlenmesine ilişkin olup tahkim sözleşmesinde hakem ücreti belirlenmemiştir. 6100 sayılı Kanun’un hakem ücretinin belirlenmesine ilişkin 440 ıncı maddesinde, hakemlerin ücretinin, dava konusu alacağın miktarı, uyuşmazlığın niteliği ve tahkim yargılamasının süresi dikkate alınarak, hakem kurulu ile taraflar arasında kararlaştırılacağı, anlaşmaya varılamaz ise ücret tarifesine göre belirleneceği düzenlenmiştir. 22.11.2021 tarihli karar ile hakem heyeti ücretinin net 300.000,00 TL, sekreterya ücretinin net 25.000,00 TL olmasına karar verilmiş, bu belirlenen miktarlar taraflarca kabul edilerek ücret yatırılmıştır. Hakem heyeti ücretinin, yargılama süresi ve alacak miktarına göre belirleneceği göz önünde bulundurulduğunda yargılamanın henüz başlangıcında belirlenen ücretin nihai bir ücret olmadığı, başlangıç ücreti olduğu sonucuna varılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hakem Ücret Tarifesinin 9 uncu maddesinde yer alan “Hakem ücreti, tahkim yargılamasının sona ermesi ile hak edilir.” düzenlemesi de belirlenen ücretin başlangıç ücreti olduğunu göstermektedir.
4.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararında; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği, anlaşmazlığın sulh nedeniyle hakem kurulunca taraflara delillerin sunulması hususunda süre verilmesinden sonra sona erdiği, hakem heyeti ücretinin ıslah edilen dava değerine göre hakem ücret tarifesi uyarınca belirlendiği, Tarifenin 6 ncı maddesine göre anlaşmazlığın sulh nedeniyle hakem veya hakem kurulunca taraflara delillerini sunmaları için süre verilmesinden sonra sona erdiği takdirde tam ücrete hak kazanacağından hakem heyeti önünde görülen anlaşmazlığın taraf delillerinin sunulmasından sonra sulh gerçekleştiğine göre Hakem Heyeti ücrete tam olarak hak kazandığından hakem ücretinin tamamına hükmolunmasında bir usulsüzlük bulunmadığının anlaşılmasına göre, tarafların temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Fazla alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 3. HD. 09.01.2024 tarih, 2023/5108 E., 2024/75 K.)