İİK’nın 82/1-12. maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK’nın 106. ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce yukarıda belirtilen maddeler uyarınca haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığı kabul edilmelidir. Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde ise, şikayetin incelenmesi sırasında haczin ayakta olup olmadığının mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekecektir. YHGK’nın 22.3.2006 tarih ve 2006/12-149 E. – 2006/86 K. sayılı kararında da işaret edildiği gibi, satış isteminin varlığının kabulü için bu konudaki açık talebin yanında satış giderlerinin de yatırılması gerekmektedir.
Somut olayda şikayete konu haczin 26/10/2021 tarihinde konulduğu, şikayet tarihi olan 11/01/2022 itibariyle haczin geçerli olduğu, ilk derece mahkemesinin karar tarihi olan 11/05/2022 tarihinde haczin devam etmekte olduğu, Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihi olan 14/06/2023 tarihi itibariyle ise dosyada geçerli bir satış talebi ve avansı olmamakla, alacaklının, yasal 1 yıllık sürede satış talep etmediği, sonuç olarak İİK’ nın 110/1. maddesi gereğince taşınmaz üzerindeki iş bu haczin BAM karar tarihinden önce düştüğü anlaşılmıştır.
O halde, mahkemece şikayetin incelenmesi sırasında haciz düştüğünden konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK’nın 331/1 maddesi uyarınca tarafların şikayet tarihindeki haklılık durumlarına göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. (Y. 12. HD. 1.4.2024 tarih 2023/6952 E., 2024/3168 K.)