DAVALI KÜÇÜĞÜN HAKSIZ FİİLİ İLE 4721 SAYILI KANUN’UN 369 UNCU MADDESİ UYARINCA EV BAŞKANI OLAN DİĞER DAVALILARIN GÖZETİM VE ÖZEN GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMESİ NEDENİNE DAYANAN TAZMİNAT

C. Gerekçe

         1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

         Uyuşmazlık, DAVALI KÜÇÜĞÜN HAKSIZ FİİLİ İLE 4721 SAYILI KANUN’UN 369 UNCU MADDESİ UYARINCA EV BAŞKANI OLAN DİĞER DAVALILARIN GÖZETİM VE ÖZEN GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEMESİ NEDENİNE DAYANAN TAZMİNAT istemine ilişkindir.

         2. İlgili Hukuk

         1. 6098 sayılı Kanun’un 49 vd.  maddeleri.

         2. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.04.2023 tarihli ve 2022/3-722 E., 2023/294 K. sayılı ilamı,

         3.Emsal nitelikteki Dairemizin 27.04.2022 tarihli ve 2022/2114 E., 2022/235 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. İstinaf aşamasında ileri sürülmemiş olan hakkaniyet indiriminin temyiz aşamasında ileri sürülemeyecek olmasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Kanun’un 49  uncu maddesinde; ”Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.

    Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”  hükmü yer almaktadır.

Haksız fiil, kusurlu ve hukuka aykırı bir eylemle başkasına zarar verilmesidir. Bir haksız fiil sonucu zarara uğrayan kimse, uğradığı zararın tazminini bu haksız fiilden sorumlu olan kimseden veya kimselerden talep edebilir. Haksız fiilden söz edilebilmesi için 6098 sayılı Kanun’un 49 uncu maddesine göre  şu dört unsurun birlikte bulunması zorunludur: Öncelikle hukuka aykırı bir fiil bulunmalı, bu fiili işleyen kusurlu olmalı, kusurlu şekilde işlenen ve hukuka aykırı olan bu fiil nedeniyle bir zarar doğmalı ve sonuçta doğan zarar ile hukuka aykırı fiil arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. Bu unsurların tümünün bir arada bulunmadığı, bir veya birkaç unsurun eksik olduğu durumlarda haksız fiilin varlığından söz edilemez.

3. Tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği takdirde, zarar veren, zarar görenin mal varlığında oluşan eksilmeyi gidermekle yükümlüdür.

4. Orman İdaresinin; ormanlık alanlarda veya bu alanlara sıçrama olasılığına karşı özel mülkiyete konu taşınmazlarda çıkan yangınların söndürülmesi nedeniyle yapmış olduğu; iaşe giderleri, yangında çalışan işçilere (toplu iş sözleşmesi vb. nedenlerle) ödediği tazminatlar, yangın yerine ulaşım için kullandığı araçlar ile yangını söndürmede kullandığı arazöz, dozer ve diğer hava araçları nedeniyle yaptığı giderlerin; gerek haksız fiilin meydana gelmesi, gerekse bu haksız fiilden kaynaklanan zararın daha da büyümemesi için yapılmış olduğu gözetildiğinde, orman idaresinin yapmış olduğu işbu giderlerin tamamını gerçek zarar ilkesi kapsamında haksız fiilin sorumlularından isteyebileceği, diğer bir anlatımla; bu giderlerin, genel idare giderleri olarak kabul edilemeyeceği hususu, yukarıda yer verilen Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz ilamları ile kabul edilmiştir.

5. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava, orman yangınına neden olunması  sonucunda yangına müdahale nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı idare dosya kapsamı itibariyla davalı küçüğün haksız fiili ve ev başkanı olan davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermemeleri nedeniyle çıkan yangına müdahale etmiş; yapılan işçi, araç, arazöz ve helikopter masrafının davalıdan tazminini istemiştir.

Hal böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince; davaya konu edilen yangından, davalı küçüğün haksız fiili nedeniyle kusurlu, ebeveynleri olan diğer davalıların ise kusursuz sorumlu oldukları çekişmesiz olduğuna göre, davacı idarenin yapmış olduğu bu giderleri gerçek zarar ilkesi uyarınca davalılardan isteyebileceğinin gözetilmesi,  davalılar yararına oluşan usuli kazanılmış hak dikkate alınmak ve gerekirse görüşüne başvurulan bilirkişiden ek rapor alınması suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

 Dosyanın  kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

14.12.2023  tarihinde oy birliğiyle karar verildi. : (Y. 3. HD. 2023/1757 E., 2023/3745 K.)

Scroll to Top