DAVACI KADIN YARARINA TAKDİR EDİLEN MADDÎ VE MANEVÎ TAZMİNAT AZDIR.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kısmen kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı davacı kadın vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 16.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
I. DAVA
Davacı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müsrif bir yaşam sürmeye başladığını, kahvaltı ve yemek hazırlamadığını, eşiyle ilgilenmediğini, saygı göstermediğini, kadınlık görevlerini yerine getirmediğini, antidepresan ilaçlar kullandığını, satın alma hastalığını dizginleyemediğini, ailesine maddî destekte bulunduğunu, her ödeme zamanında tartışmalar yaşandığını, çocukları markalı yaşama zorladığını, müvekkilini maddî olarak zor durumda bıraktığını, eşine haber vermeden gezilere gittiğini, eve geç saatlerde geldiğini, öğleye kadar yattığını, nerede olduğu konusunda bilgi vermediğini, tarafların birbirinden tamamen koptuğunu, 4 yıldır karı-koca hayatlarının olmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, erkeğin eşine psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, darp ettiğini, kötü muamelede bulunduğunu, aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, para vermeyip sokağa atmakla tehdit ettiğini, çocuklara ilgisiz davrandığını, eve geç saatlerde geldiğini, Şeyda isimli bayanla karı-koca gibi evlilik dışı birliktelik yaşadığını, bu kadına düğün yaptığını, müvekkilini ve çocukları evden çıkarmaya çalıştığını, hizmetlinin maaşını kestiğini, eşinden aracı aldığını, erkeğin bir çok firmada ortaklığının olduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 161 ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ve müvekkili yararına ÜFE oranında artırım kaydıyla aylık 10.000,00’er TL tedbir-iştirak-yoksulluk nafakasına, müvekkili yararına yasal faiziyle 3.000.000,00 TL maddî, 2.000.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliği devam etmekte iken müşterek konuttan ayrılarak üçüncü kişi ile düğün yaparak evli gibi yaşamaya başladığı ve sonrasında bu kişiden 31.10.2017 tarihinde E. H. adı ile nüfusa kayıtlı çocuk sahibi olduğu, halen üçüncü kişi ile müşterek yaşantısına devam ettiği, erkeğin eşine karşı şiddet eğilimli davranışlar sergilediği ve baskıcı tutum ve davranışlar sergilediği, erkeğin müşterek yaşamın devamı ve sona ermesinden sonra halen müşterek konutta yaşamına devam eden eşine ekonomik şiddet uyguladığı ve kısıtladığı, kadının ise eşi ve ailesine karşı olumsuz tavır ve davranışlar sergilediği, ayrıca tarafların karşılıklı olarak birbirlerine sevgi ve ilgi göstermeyerek müşterek yaşamın mutluluğuna dair özen göstermedikleri, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, ayrıca erkeğin evlilik dışı ilişki yaşadığı, her iki tarafında geçimsizliğe kusurlu hal hareket ve davranışları ile sebep olduğu, erkeğin kusurunun daha ağır olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı dikkate alındığında boşanma ile eşinin maddî desteğini yitireceği anlaşılmakla kadın yararına uygun miktarda maddî tazminata hükmedildiği, erkeğin evlilik dışı ilişkisi ve çocuk sahibi olmasının boşanma sebebi ve istek halinde manevî tazminatı gerektirir nitelikte olduğu, kadının kişilik haklarının zedelendiği kanaatine varılmakla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evliliğin süresi, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedildiği, ortak çocuğun annesi ile duygusal bağı ve annesi ortamına uyum sağladığı ve aksi de iddia edilmediğinden ortak çocuğun yaşı ve cinsiyeti dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, velâyet verilmeyen taraf yönünden ortak çocuk ile sağlıklı vakit geçirebilecekleri ölçü ve kapsamda şahsi münasebet tesisine karar verildiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, dinlenen tanık beyanları, ortak çocuğun yaşı ve ihtiyacı ile orantılı olarak ortak çocuk yararına uygun miktarda iştirak nafakası takdir edildiği, tarafların sosyal ekonomik durumu dikkate alınarak hakkaniyete uygun olarak tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verildiği gerekçesi erkeğin davasının 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, kadının daasının ise anılan Kanun’un 161 inci ve 166 ncı maddesinin biricin fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 5.000,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihi itibari ile aylık 8.000,00 TL’ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına aylık 7.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 10.000,00 TL’ye çıkratılmasına, karar kesinleştiğinde aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, nafakalara yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 225.000,00 TL maddî ve 275.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı ile tazminatlara faiz talebi hususunda hüküm kurulmaması yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın sair yönlerinin usul ve yasaya uygun olduğu ancak kadının tazminatlar yasal faiz uygulanması talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kadın yararına hüküm altına alınan tazminatlara boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilllerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata, ortak çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,182 nci, 323 üncü, 327 inci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı davalı erkek vekilinin tüm, davalı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı davalı erkek vekilinin tüm, davalı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Veysal’a yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Safinur’a iadesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL’lik vekâlet ücretinin Veysal’dan alınıp Safinur’a verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
16.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 2. HD 16.01.2024 tarih, 2022/9164 E., 2024/216 K.)