BOŞANMA, VELAYETİN DÜZENLENMESİ, EŞİT KUSUR. (19.01.2024)

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.

 Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine  karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin ve ailesinin baskısı altında olduğunu, psikolojik şiddet gördüğünü, erkeğin kadına güvenmediğini hakaret içerikli sözlerle belirttiğini, kadının anneliğine ve yaptığı her ev işine karşı sürekli ”sen yemek yapamazsın, sen çocuğa bakamazsın, sen hastasın, normal değilsin” şeklinde aşağılayıcı ve alaycı cümleler sarf ettiğini, dışladığını, erkeğin annesinin sözüne aşırı bağlı olduğu gibi eşi ile alması gereken ortak kararları dahi annesi ile aldığını, erkeğin kadını her akşam zorla ailesinin yanına yemeğe götürdüğünü, kadının kayın validesinin sık sık kendilerinde kalmasının ve her şeye müdahale etmesinin çekilmez bir hal aldığını eşi ile paylaşmış ise de erkeğin bu duruma sessiz kaldığını, erkeğin anne ve babasının çoğu zaman tarafların evlerinde kaldığını, torununa aşırı bağlı olan erkeğin annesinin, kadını çocuğundan uzak tutmaya çalıştığını, kadının psikolojik tedavi gördüğü süreçte erkek ve annesinin kadının çocuğuyla ilgilenmesine engel olduklarını, kendisine ”sen deli misin” dediklerini, erkeğin, kadına hastalığı atlatmasında destek olmadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, çocuk ile ilgilenmediğini, erkeğin ailesi kendi evlerinde iken  kadının cinsel birliktelik yaşamak istememesine saygı göstermediğini ve onu birlikteliğe zorladığını, kadının ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadına annesinden para alması konusunda baskı yaptığını, kadının ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğini, son tartışmada kadının annesine kadını aşağılayıcı söz söylediğini, bir söz söylediğini, sinirlenerek duvara yumruk attığını, erkeğin ve annesinin tehdit içerikli sözler söylediğini, çocuğu kadının rızasını dahi almadan köylerine götürdüklerini, aradığında göstermediklerini iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocuğun velâyetinin  anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00TL tedbir ve iştirak nafakasının, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı erkek cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının bipolar duygulanım bozukluk hastalığının bulunduğunu, evlilik birliği öncesinden de bu hastalığına sahip olduğunu ve hastalığı bilerek erkekten gizlendiğini, en temel duygusu güven ilişkisi olması gereken evliliğin baştan itibaren kadının tutumu nedeniyle sakatlandığını, erkeğin hastalığı 2016 yılında öğrendiğini, kadının vesayet altına alınıp alınmayacağının tespitinin yapılmasını ve bu tespit davası sonucuna kadar da bu hususun ön sorun yapılarak yargılamanın bekletilmesini talep ettiklerini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı olduğunu, kadının davranış ve duygularında sıklıkla dengesizlikler olduğunu, kaydın gösterilmesini istemediklerinden kadının annesinin doktora kendi üzerinden ilaç yazdırdığını, ailesinin kadını çalışmaya zorladığını, kadının işten geldiğinde söylendiğini, kadın çalıştığından erkeğin annesinin ortak çocukla ilgilenmesi için  kimi zaman gece gelip çocuğa bakmak zorunda kaldığını, evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, ev işlerini yapmadığını eşi ile ayrı odada uyuduğunu,  kadının ailesinin sürekli olarak ev hayatına müdahale ettiklerini, erkeğin annesini çok kereler “aptallar, şerefsizler, defolun evimden s..tirin gidin evimden” şeklinde hakaretler ederek evden kovduğunu, birkaç kez erkeğe fiziki saldırıda bulunduğunu, boynunu sıktığını, erkeğe hakaret ettiğini ve tehditte bulunduğunu, kadının ortak çocuk ile ilgilenmediğini iddia ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 200.000,00 TL manevî tazminatın karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin annesinin sürekli tarafların evinde olduğu ve kadın hakkında ”Gülizar çocuğa bakamaz, yemek yediremez, çocuk okula gidene kadar ben buradayım, beni kimse bu evden çıkaramaz, sen hastasın, ben seni kâle almam beni kapıdan kovsan ben bacadan girerim ama çocuğu verirseniz evimde bakarım’ ‘şeklinde söylediği sözlere davalı karşı davacı erkeğin sessiz kaldığı, “annemin dediği doğru onun dediği olacak”  şeklinde sözler söylediği, en son 26.08.2020 tarihinde kadının çocuğu annesine 2 saatliğine götürmek istemesi üzerine erkeğin annesinin izin vermediği, davacı karşı davalının annesi ve kız kardeşinin eve gelmesi üzerine erkeğin ”biz annemle yaşayacağız” dediği ve kadının kız kardeşinin üstüne yürüyerek yumruğunu vestiyere vurduğu, erkeğin annesi ile birlikte  çocuğu köye götürdükleri iki hafta çocukla ilgili kadına haber vermediği buna karşılık kadının eşine 26.08.2020 tarihinde yaşanan olay nedeniyle ”şerefsiz, moloz, ne biçim adamsın” şeklinde hakaret ettiği, ”seni öldüreceğim” şeklinde tehdit ettiği ve zaman zaman eşinin annesinin baskılarına dayanamayarak eşinin annesinin evden kovduğu, gerçekleşen duruma göre, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, velâyete konu çocuğun fiilen anne yanında kalıyor olması ve anne yanında kalmaya devam etmesinin çocuğun gelişimini olumsuz etkileyeceğine dair bir delil bulunmaması, her ne kadar 17.02.2022 tarihli üçlü bilirkişi raporunda küçüğün velâyetinin babaya verilmesi konusunda görüş bildirilmişse de çocuğun annesiyle yaşadığı eve beyaz ev diyerek beyaz evde kalmak istediğini beyan etmesi hali hazırda annenin çocuğa kötü bir muamelesinin olmadığı dosya içerisinde alınan diğer uzman raporlarında da velâyetin anneye verilmesi gerektiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin  anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında belirlenen zamanlarda kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine 01.09.2021 tarihinden itibaren aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine aylık 700,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın istinaf dilekçesinde özetle; somut bir delil olmamasına rağmen kadına Mahkemece kusur yüklendiğini, delillerin ne olduğunun gerekçeli kararda açık bir şekilde izah edilmediğini,  gerekçeli kararın bu yönden Anayasa’nın 141 inci maddesine aykırılık teşkil etmekte olduğunu, erkeğin kusurlu davranışlarının eksik belirlendiğini, boşanma davası açıldıktan sonra erkeğin kadına sevgi sözcükleri içerir mesajlar attığını, whatsapp konuşma görüntü çıktılarının ibraz edildiğini, çocuğun velâyetinin kadına verilmesi yönündeki kararın isabetli olduğunu, beyan ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı erkek istinaf dilekçesinde özetle; kadının, psikolojik hastalık geçmişinin mevcut olduğunun açık olduğunu, hastalığın göstergesi hareketlerin bazı dönemlerde yeniden ortaya çıkmasının çok olası olduğunu, kadının da talebiyle annesini çocuğun bakımında yardımcı olması için çağırdığını, kadının sürekli kontrol altında olması gereken bir hastalığını sakladığını, bu tür bir hastalığın  saklanmış olmasının davacı kadına yüklenmesi gerektiğini, Mahkeme’nin kadının şiddet uygulamasını af olarak kabul etmesi ve tarafların eşit kusurlu oldukları tespitine katılmadıklarını, en güncel üçlü heyet raporunda  velâyetin babaya verilmesi belirlemesinin yapıldığını, heyet raporunun dikkate alınmadığını, Mahkemenin velâyete ilişkin kararının gerekçelerinden birini de ortak çocuğun “beyaz ev” olarak tabir edilen annesinin bulunduğu evde kalmak istemesine dayandırdığını, çocuğun yaşı, karar verme yetisi nazara alınarak küçüğün söyleminin yeterli olmayacağı, çocuk hakkında darp raporu aldığını, ortak çocuğun, kendisine teyzesi Kübra tarafından fiziksel şiddet uygulandığına dair beyanları göz ardı edilmemesi gerektiğini, velâyete ilişkin kararın gözden geçirilerek velâyetin babaya verilmesini, kadının çalışmasına engel bir durumunun olmadığını, kadın yararına nafakanın kaldırılmasını beyan ederek kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen manevî tazminat, velâyet, tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları, iştirak nafakası miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflarca temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı karşı davalı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, karşı boşanma davasının kabulü, reddedilen maddî ve manevî tazminat yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı karşı davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek,  ayrıca Mahkemenin velâyet hususunda aksi kanaatte olması halinde, baba ile ortak çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişkiye de itiraz ettiklerini, belirtilen şekilde görüş günlerinin arttırılmasını talep ettiklerini beyan ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen manevî tazminat, velâyet, kişisel ilişki günlerinin yeterli olmaması, tedbir ve yoksulluk nafakası ile miktarları, iştirak nafakası miktarı, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönlerinden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğe ve kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, tarafların kusur durumlarına göre asıl davanın ve karşı davanın kabulünün isabetli olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ödenmesine ilişkin yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ile gerçekleşmiş ise miktarların, iştirak nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğu, kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına  uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı  maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci, 323 üncü ve 324 üncü maddeleri; 6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3 üncü maddesi, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü  ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı karşı davalı kadın vekilinin tüm, davalı karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece, boşanma kararı ile ortak çocukların velâyeti anneye verilmiş, davalı karşı davacı tarafça bu hususta da istinaf incelemesi talep edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi’nce davalı karşı davacı tarafın velâyete yönelik istinaf itirazı esastan reddedilmiştir. Velâyetin düzenlenmesinde asıl olan çocukların üstün yararı ve menfaatidir. Somut olayda, Mahkemece taraflar ve ortak çocuk yönünden üçlü heyet  raporu tanzim ettirilmiş, fakat hükme esas alınmamıştır. Dosya arasında bulunan Ankara Şehir Hastanesi’nin raporu, erkeğin temyiz aşamasında dilekçesine eklediği Ankara 17. Aile Mahkemesi’nin 2023/73 Değişik İş-73 Karar sayılı karar sureti de dikkate alınarak Mahkemece psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan uzmanlardan, her iki ebeveynin yaşadıkları yerde ve çocukla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; tarafların barınma, gelir, sosyal ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velâyeti üstlenmeye engel bir durumun bulunup bulunmadığının araştırılması ve ebeveynlerinden hangisi yanında kalmasının çocuğun menfaatine olacağı konusunda yeniden heyet raporu aldırılarak diğer delillerle birlikte yeniden değerlendirme yapılarak gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırmayla velâyet yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet  düzenlemesi yönünden BOZULMASINA, kişisel ilişki, çocuk lehine iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazları yönlerinden şimdilik inceleme yapılmasına yer olmadığına,

3.Davacı karşı davalının tüm, davalı karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının  bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran Ali’ye iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Gülizar’a yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

(Y. 2. HD. 19.01.2024 tarih, 2023/3583 E., 2024/28 K.)

Scroll to Top