Taraflar arasındaki tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı kadın vekilinin diğer, davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı S ve vekili Avukat Oğuzhan Sarıoğlun geldi. Karşı taraf temyiz eden davalı E ve vekili gelmedi. Davalı E vekili Avukat Hakan Şölen’in mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü. Belgelendirilmeyen usul ve kanuna uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1979 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, tehdit ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, hakaret ettiğini, onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konuttan kovduğunu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, suç işlediğini, tehdit ettiğini, sürekli alkol kullandığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, asıl davanın ise reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğe “…ben çocukları evlendirdikten sonra sana kadınlık yapmayacağım, çocukların hatırına burdayım, yoksa senin kazancın bizi idare etmez…” ve ”…bekarları evlendirdikten sonra kardeşini çekemem, yolda bulsam almam…” diyerek küçük düşürücü sözler söylediği, erkeğin ailesine iyi davranmadığı, erkeğin ise fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, birlik görevini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsıldığı, her ne kadar kadının boşanma talebi olmasa da tarafların halen ayrı yaşadığı, yeniden bir araya gelme ihtimalleri olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları hükümleri uyarınca boşanmalarına, her ne kadar kadın tarafından karşı dava harcı yatırılmışsa da alınan beyanlarından davalı kadının boşanma talebi olmadığı, boşanma kararı verilmesi halinde tazminat talebi olduğu belirtildiği ve bu taleplerin boşanma davasının fer’îsi niteliğinde olduğu gibi cevap dilekçesiyle de talep edilebileceği dikkate alınarak davalı kadının taleplerinin karşı dava olarak değerlendirilmediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin, kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına da zarar verdiği, tarafların ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata, erkek yararına 4.080,00 TL maktu vekâlet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kadının ilk açtığı boşanma davasından feragat ettiği ve erkeğe kusur yüklenemeyeceği, kadının tazminat taleplerinin reddine, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurlu bir davranışının olmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, erkek yararına vekâlet ücreti takdiri ile kadın yararına vekâlet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın, boşanma ve fer’îsi istemine ilişkin olduğu, davacı erkeğin halen başka bir kadınla birlikte yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, bu vakıanın da erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, kadının ise erkeğin ailesi ortak konuta geldiğinde gerekli özeni göstermediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de erkeğin ağır kusurlu olduğu, her ne kadar davalı kadın boşanmak istemese de evlilik birliğinin sarsıldığı, tarafların halen ayrı yaşadığı, yeniden bir araya gelme ihtimallerinin olmadığı bu nedenle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminat şartlarının oluştuğu, ancak takdir edilen tazminat miktarlarının kusur durumu, tarafların ekonomik durumu, paranın alım gücü dikkate alındığında az olduğu belirtilerek; davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi ve tazminatların miktarlarına ilişkin istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî tazminat, 40.000,00 TL manevî tazminat, davalı kadın vekilinin diğer, davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer’îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davacı erkek vekilinin tüm, davalı kadın vekilinin ise diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Saip’e yükletilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 12. HD. 10.01.2024 tarih, 2022/8896 E., 2024/83 K.)