BOŞANMA, TARAFLARIN KUSUR DURUMUNUN TESPİTİ. (10.01.2024)

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, ziynet alacağı ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine, ziynet alacağı davasının reddine, tedbir nafakası davasının ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun ise kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksiklik giderilmek ve yeniden bu yönden hüküm kurulmak üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre kabul edilen ve temyize konu edilen yıllık bağımsız tedbir nafakasının miktarı toplam 4.800,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kalmaktadır. Bu hale göre davacı-davalı erkek vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasının kabul edilen  kısmına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı- davalı A vekili Avukat Barış Berberoğlu  ve karşı taraf temyiz eden davalı- davacı E vekili Avukat Şeyma Nur Yıldırım  geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davalı-davacı kadın vekilinin tüm, davacı-davalı erkek vekilinin ise reddedilen yön dışındaki gerekli şartları taşıyan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, agresif olduğunu, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, iftira attığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen boşanma davasında sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen boşanma dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının,  birlik görevini ihmal ettiğini, agresif olduğunu, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, iftira attığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını, düğünde kadına takılan ziynetlerin birçoğunun tarafların ortak borcu için bozdurulduğunu, kalan kısmının ise kadının kendi borçları için bozdurulduğunu, 1 adet bileziğin ise kadının babasına isteği doğrultusunda verildiğini iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, birleşen boşanma davasının ise reddine karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı-davalı erkek vekili birleşen tedbir nafakası davasında sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kadının, kendi rızası ile ortak konuttan ayrıldığını, iddiaların asılsız olduğunu, ayrı yaşamakta haklı olmadığını iddia ederek birleşen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın cevap dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, kadına ait olan ziynet eşyalarını zorla elinden aldığını ve iade etmediğini iddia ederek tarafların boşanmalarına karar verilmesini, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının kadına aynen iadesini, olmadığı takdirde ise bedel iadesine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, erkeğin, hakaret ve tehdit ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, erkeğin anne ve babası tarafından kadına sürekli fiziksel şiddet uygulandığını ve hakaret edildiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, kadına ait olan ziynet eşyalarını kadının elinden zorla aldığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, ziynet eşyalarının kadına aynen iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, erkeğin hakaret ettiğini, bu sebeple ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığını, gelirinin olmadığını iddia ederek davanın kabulü ile kendi yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ailesine hakaret ettiği, erkeğin ise ortak konutla özellikle ortak konutun mutfak ihtiyacı ile ilgilenmediği, kadının ailesinin ortak konuta gelmesi ile ilgili sorun çıkardığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, tarafların evli kaldıkları süre dikkate alınarak kadın yararına 5.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 9.000,00 TL maddî tazminat, 8.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden ise kadının ortak konuttan rızası ile ayrıldığı, ziynet eşyalarını yanında götürdüğü, ziynet eşyalarının erkekte kaldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının reddine, birleşen tedbir nafakası davası yönünden ise kadın ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat ettiğinden tarafların ekonomik ve sosyal durumları da dikkate alınarak kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, kadının davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, tam kusurlu olan kadın yararına tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin de isabetli olmadığı, bağımsız tedbir nafakası davasının da reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, birleşen tedbir nafakası davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının ziynet alacağı davası yönünden usul ve yasaya aykırı olduğu, ziynet eşyalarının erkek tarafından zorla kadının elinden alındığının ispatlandığı, kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; ziynet alacağı davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesine karşı kadın vekili tarafından istinaf itirazında bulunulmadığı ve kadına yüklenen kusurlu davranışın kesinleştiği, kadına yüklenen kusurlu davranış yanında kadının, erkeğe hakaret ettiği ve ortak konuta gelen misafirler ile ilgilenmediği, erkeğe yüklenen kadının ailesinin ortak konuta gelmesi konusunda sorun çıkardığı vakıasına ise kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında dayanılmadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır, erkeğin ise hafif kusurlu olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu, kadın yararına tazminat şartları oluşmadığı ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, her ne kadar erkek vekili tarafından sunulan istinaf dilekçesinde, erkeğin maddî tazminat talebi olduğu belirtilmişse de dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında erkek tarafından maddî tazminat talebinde bulunulmadığından İlk Derece Mahkemesi tarafından bu hususta karar verilmemesinin isabetli olduğu, kadın tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yemin deliline dayandığı, kadının, ziynetler yönündeki iddiası yönünden diğer tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılması, karşı tarafın yemini edaya hazır olduğunu bildirmesi halinde yemin teklif edilen tarafın usulünce yemine davet edilmesi ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı, belirtilerek; davacı-davalı erkek vekilinin istinaf itirazının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kadının tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksiklik doğrultusunda hüküm kurulmak üzere dosyanın ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının bağımsız tedbir nafakası davası yönünden davacı-davalı erkek vekilinin istinaf itirazının ise kabul edilen tedbir nafakası yıllık miktarı istinaf sınırının altında olduğundan erkek vekilinin bu yönden istinaf dilekçesinin reddine, davacı-davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının ispatlanamadığı, kadının ise tam kusurlu olduğu, kadının birleşen boşanma ve tedbir nafakası davalarının fer’îleri ile birlikte reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; kadının boşanma ve tedbir nafakası davalarının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi yönünden  temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına  maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

     6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun`un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

 1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince erkeğin, kadına nazaran ağır kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir. Taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin kusur belirlemesine ve kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğuna ve kadının tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı kadın vekilinin istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ziynet alacağı davası yönünden kaldırılmasına ve gerekçede belirtilen eksiklik doğrultusunda hüküm kurulmak üzere dosyanın ziynet alacağı davası yönünden İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kadının bağımsız tedbir nafakası davası yönünden davacı-davalı erkek vekilinin istinaf itirazının ise kabul edilen tedbir nafakası yıllık miktarı istinaf sınırının altında olduğundan erkek vekilinin bu yönden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadına, erkeğe hakaret ettiği vakıası kusur olarak yüklenmişse de bu vakıanın ispatlanamadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, yine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kadına ortak konuta gelen misafirleri ile ilgilenmediği vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkek tarafından dilekçelerin karşılıklık verilmesi aşamasında bu vakıaya dayanılmadığı ve dayanılmayan bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, bu durumda kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu anlaşılmakla, bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı- davacı kadının, davacı- davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş,  bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin tedbir nafakası davası yönünden temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

a)Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

b)Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz eden davalı- davacı Ebru’ya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davacı- davalı Ahmet’e yükletilmesine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL’lik vekâlet ücretinin Ahmet’ten alınarak Ebru’ya verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

(Y. 2. HD. 10.01.2024 tarih, 2022/8770 E., 2024/91 K.)

Scroll to Top