BOŞANMA, MANEVİ TAZMİNAT ŞARTLARI. (09.01.2024)

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde tebligata rağmen taraflar adına gelen olmadı. Davacı Nurten Kanbur vekili Avukat Mehmet Salih Kara’nın mazeret dilekçesi gönderdiği görüldü. Belgelendirilmeyen, usul ve kanuna uygun bulunmayan Avukat Mehmet Salih Kara’nın mazeretinin reddine karar verildikten sonra  işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 09.01.2024 günü Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının açtığı boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedildiğini, nafakaların ödenmemesi nedeniyle davalının tazyik hapsine karar verilmesi üzerine kadına birer daire vereceği sözü sonrası davayı müracaata bıraktığını, davalının evlilik sonrası ABD’ye gidip 5 yıl sonra izne geldiğini, son gidişinden sonra gelmediğini, izne geldiğini duyduklarını bu dönemde bile eşini ve çocuklarını arayıp sormadığını, yaşı nedeniyle evlenme şansının olmadığını, ziynetlerini davalının alıp iade etmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına enflasyon oranında artırım kaydıyla aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata, taşınmaz üzerine tedbir ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediğini, erkeğin para kazanıp ailesini geçindirebilmek için Amerika’ya gittiğini ve uzun süre Türkiye’ye gelemediğini, ziyarete geldiği dönemlerde de davacı ile bir araya gelmediklerini, aile hayatı yaşamadıklarını, buna rağmen davacının yıllardır erkeğin aldığı evde oturduğunu, erkeğin, eşinin ve çocukların masraflarını karşıladığını, yurt dışında olan erkeğe usulsüz tebligat yapılıp mallarına tedbir konulduğunu, erkeğin Amerika’da daimi işinin bulunmadığını, geçici işlerde çalıştığını, emekli olup eskisi gibi çalışamadığını, başka yerden de gelirinin bulunmadığını, Amerika’da barınma masraflarını ancak karşılayabildiğini, maaşına nafakaya yönelik hacizlerin fahiş ve haksız olduğunu, müvekkilinin eşinden destek ve yakınlık görmediğini, davacının 20 yıldır eşlik vazifelerini yapmadığını, Türkiye’ye misafir geldiğinde dahi eşi ile bir araya gelmediğini, 20 yıla yakın fiilen biten bir evliliğin sürdürüldüğünü, 2015 yılında davacının bir araya gelme için ev alma şartını ileri sürdüğünü, eşinin talibini kabul etmesine rağmen davacının müvekkili ile bir araya gelmediğini, müvekkilini kandırdığını, müvekkilinin de boşanmak istediğini belirterek tarafların boşanmalarına, nafaka ve ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin yükümlülüklerini yerine getirmediği, uzun süre eş ve çocuklarını arayıp sormadığı, giderlerini karşılamadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına ÜFE oranında artırım kaydıyla aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;           taraflarca usulüne uygun dilekçeler aşamasında dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalara göre Mahkemece tespiti yapılan hükme esas alınarak erkeğe yüklenilen kusurların somut görgüye dayalı, tutarlı tanık anlatımları ve sunulan delillerle kanıtlandığı, kadına yüklenilebilecek bir kusurun ispat edilemediği, kadına kusur yüklenilmediği halde boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin istinafa gelenin sıfatına göre yanılgı olarak değerlendirildiği, kusur tespitinde bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu bulunan erkeğin davranışlarının kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği neticesine varıldığından, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat,  hakkaniyet gereğince kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu gerekçesiyle davalının istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar  yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı, tazminatların miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre; boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesine isteyebilir. Somut olayda; Mahkemece davalı erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlar, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte değildir. 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması yerinde olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan  sebeplerle,

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen manevî tazminat yönünden davalı erkek yararına  BOZULMASINA,

3. Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile  temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye  Mahkemesine gönderilmesine,

09.01.2024  tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Y. 2. HD. 09.01.2024 tarih, 2022/8672 E., 2024/17 K

Scroll to Top