Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile hükmün kaldırılmasına, kadının istinaf taleplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 09.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde duruşmalı temyiz eden davacı-davalı Mevlüt Alay vekili Avukat İrfan Onur Bahar ile karşı taraf temyiz eden davalı-davacı Fatma Alay vekili Avukat Sümeyye Acıelma geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evliliklerinin ilk yıllarından itibaren fikren ve ruhen anlaşamadıklarını, erkeğin, çocuklar için evliliğini yürütmeye çalıştığını ancak kadından kaynaklı sebeplerle tarafların yaklaşık 14-15 yıldır ayrı yaşadıklarını, kadın tarafından daha önce evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açıldığını, dava dilekçesinde eşinin sadakat yükülülüğüne uymadığını, başka bir kadınla yaşadığını ve bu kadından da çocuğu olduğunu, sürekli içtiğini ve şiddet uyguladığını iddia etmiş ise de, açmış olduğu bu davasından feragat ettiğini, feragat tarihinden geriye doğru eşine ait kusurları affettiğini, kadının, erkeğe ağır hakaretlerde bulunduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, 14-15 yıldır gayrı meşru şekilde başka bir kadınla ilişki yaşadığını ve bu ilişkiden bir çocuğunun olduğunu, ara sıra eve gelip gittiğini ancak daha önce reddedilen boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası dışında başkaca maddî katkıda bulunmadığını, erkeğin alkol kullandığını, eşine ve çocuklarına zarar verici davrandığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 25.01.2018 tarih ve 2015/415 Esas, 2018/80 Karar sayılı kararı ile; erkeğin, 14-15 yıldır başka bir kadınla ilişkisinin olduğu ve bu kadından bir kız çocuğunun olduğu, kadın tarafından daha önce boşanma davası açıldığı ancak açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiği ve tarafların kısa bir süre birlikte yaşadığı, her ne kadar kadın birlikte yaşamaya başlayarak erkeğin kusurlarını affetmiş sayılsa da, erkeğin feragat edilen davadan sonra da başka kadınla ilişkisine devam ettiği, halen de bu kadınla birlikte yaşadığı ve bu durumu duruşmadaki beyanıyla da kabul ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, kadının da erkeğe “Hayvan, köpek, it” şeklinde hakaretlerde bulunduğu, gerçekleşen bu olaylar karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin oturduğu ortak konutun dava süresince 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca kadına tahsisine, karar kesinleştiğinde tahsisin kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, erkeğin tazminat talepleri hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davalı- davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 08.06.2020 tarih ve2018/1361 Esas, 2020/595 Karar sayılı kararı ile; erkeğin dava dilekçesinde 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat talep etmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmediği, hükmün bu haliyle istinaf denetimine uygun olmadığı, erkeğin istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, başka bir kadınla ilişkisinin olduğu ve bu kadından bir kız çocuğunun olduğu, kadın tarafından daha önce boşanma davası açıldığı ancak açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiği ve tarafların kısa bir süre birlikte yaşadığı, her ne kadar kadın birlikte yaşamaya başlayarak erkeğin kusurlarını affetmiş sayılsa da, erkeğin feragat edilen davadan sonra da başka kadınla ilişkisine devam ettiği, halen de bu kadınla birlikte yaşadığı ve bu durumu duruşmadaki beyanıyla da kabul ettiği, evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediği, kadının da erkeğe “Hayvan, köpek, it” şeklinde hakaretlerde bulunduğu, gerçekleşen bu olaylar karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin oturduğu ortak konutun dava süresince 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi uyarınca kadına tahsisine, karar kesinleştiğinde tahsisin kaldırılmasına, ağır kusurlu olduğundan erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın her ne kadar daha önce açmış olduğu boşanma davasından feragat etmiş ise de erkeğin başka kadınla yaşamaya devam ettiği, tanık beyanları, ekonomik sosyal durum araştırmasından anlaşılmakla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; eşine hakaretler eden kadının az, başka bir kadın ile birlikte yaşayan erkeğin ağır kusurlu olduğu, Mahkemenin kusur tespiti doğru olduğu gibi her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gibi kadın lehine koşulları oluştuğundan 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi gereğince maddî ve manevî tazminat ile boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmolunmasının, ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, tazminatların ve nafakanın miktarının da hakkaniyet ilkelerine göre makul olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, manevî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı olarak açılan boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, nafakalar ve tazminatlar, yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı ve 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevî tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığının anlaşılmasına nazaran kadın yararına takdir edilen manevî tazminat azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak kadın yararına 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Mevlüt’ten alınarak Fatma’ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Mevlüt’e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Fatma’ya geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 2. HD. 09.01.2024 tarih, 2022/8545 E., 2024/19 K.)