Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı-davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı- davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmiştir.
Davalı-davacı kadın vekili 09.05.2023 tarihli dilekçesi ile erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden kararı temyiz etmediklerini bildirmiştir.
Bu durumda, davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin feragat nedeniyle erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden reddine karar vermek gerekir.
Davalı- davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden davacı- davalı erkeğin tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının başkalarının yanında hakaret ettiğini, haksız yere resmi makamlara şikayet ettiğini o günden beri eve gitmediğini, kadının dava dilekçesinde iddiaların doğru olmadığını belirterek, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin sık sık şiddete başvurduğunu, çırılçıplak fotoğraflarını çekip bunlarla tehdit ettiğini, eve alkollü geldiğini, şiddet uygulayıp kadını eve kitleyerek gittiğini, para bırakmadığını, en son kapı dışarı attığını belirterek tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğe hakaret ettiği, ortak evlerinde bulunan elbiselere zarar verdiği, erkeğin Siegburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 671 Js 1561/17V numaralı dosyasında kadına fiziksel şiddet uyguladığı için ceza aldığı, ayrıca dosyada mevcut CD içeriğindeki kadının almış olduğu görüntü kayıtlarının içeriğinden erkeğin fiziksel şiddet eylemlerini ikrar eden söylemlerinin olduğu, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, 25.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine, 600,00 TL tedbir nafakasının davanın kesinleşmesine kadar aynen devamına, kararın kesinleşmesi ile birlikte 1500,00 TL yoksulluk nafakası olarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, kadın yararına nafakalar ve tazminatlara hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, takdir edilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadının tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına verilmesine, hükmün istinaf edilen diğer kısımlarının hukuka ve kanuna uygun olduğundan erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, kadın yararına nafaka ve tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, takdir edilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının yetersiz olduğu usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir. Davalı- davacı kadın vekili 05.05.2023 tarihli dilekçe ile erkeğin boşanma davasında kurulan boşanma hükmünü temyiz etmediklerini beyan etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer’îleri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak kadın yararına nafaka ve tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- davacı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- davacı kadın vekilinin davacı- davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin temyizden feragat nedeniyle REDDİNE,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı- davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı- davalı erkeğin tüm, davalı- davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Soner”e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Derya’ya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 2. HD. 11.01.2024 tarih, 2023/2813 E., 2024/164 K.)