Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 10.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı G vekili Av. Vural Yıldırım ve karşı taraf davacı-karşı davalı C vekili Av. Yasemin Kaya Pamuk geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, kadının ve ailesinin erkeğe hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladıklarını, erkeği tehdit ettiklerini, beddua ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, kıskanç olduğunu, ortak konuttaki eşyalara zarar verdiğini, ilgisiz olduğunu, ortak konutu terk ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminat, kadın adına kayıtlı olan taşınmazın tapu kaydının iptali ile erkek adına tesciline, mümkün olmaması durumunda ise bedelinin erkeğe iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, psikolojik, cinsel şiddet uyguladığını, agresif, kıskanç ve baskıcı olduğunu, hakaret ettiğini, ziynet eşyalarının zorla elinden alındığını ve iade edilmediğini, birlik görevini ihmal ettiğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranı uyarınca arttırılmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranı uyarınca arttırılmasına, yasal faizi ile birlikte 200.000,00 TL maddî tazminat, 300.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise bedel iadesine, evlilik birliği içerisinde satın alınan aracın bedelinin 1/2 sinin kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 11.03.2019 tarihli ara kararı ile erkek tarafından açılan tapu iptal tescil olmadığı takdirde bedel iadesi, kadın tarafından açılan katılma alacağı ve ziynet alacağı davalarının işbu karşılıklı boşanma davasından tefriki ile ayrı esaslara kaydedilmesine karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğe soğuk ve mesafeli davrandığı, erkeğe ve erkeğin ailesine yeterince ilgi göstermediği, erkeğin annesini yemeğe davet etmesi üzerine tepki gösterdiği, ortak konuttan ayrılırken erkeğin kıyafetlerini kestiği, erkeğin kardeşine ”…el birliği ile ağzıma s….nız, yuvamı yıktınız…” şeklinde mesajlar attığı, kadının annesinin, erkeğin kardeşinin engelli çocuğu ile alakalı ”…zamanında yaptıkların için Allah sana engelli çocuk verdi, bu yaptıklarını canınla ödeyesin…” şeklinde sözler söylediği, erkeğin ise kadına karşı aşırı kıskanç tavırlar gösterdiği, kadının ailesine “…kızınızın ağzına s…tım, gelin kızınızı alın…” dediği, yaşanan tartışmada ortak konutun kapısını kırdığı, kadın ve kadının annesinin boyunun kısa olması ile ilgili hakaret ettiği, kadının üzerine kapı kilitleyip gittiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 300,00 TL iştirak nafakası, iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi, evlilik süresi, tarafların yaşı dikkate alınarak kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, 4.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle yasal şartları oluşmadığından tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliği devam etmesine rağmen erkeğin başka biri ile nişanlandığı, kadının kusurlu davranışının olmadığı, kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, hükmedilen nafaka miktarlarının çok az olduğu, erkeğin gelir durumunun tespit edilenin üzerinde olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu olmaları sebebiyle tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığından kadın yararına hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönden kaldırılmasına ve bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen nafakalar ile ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer’îlerine karar verilmiştir. Davalı-karşı davacı kadın vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönden kaldırılmasına, diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden temyiz edilmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilmişse de kusur belirlemesinin hatalı yapıldığı, yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin, kadına karşı aşırı kıskanç tavırlar gösterdiği, kadının ailesine “…kızınızın ağzına s…tım, gelin kızınızı alın…” dediği, yaşanan tartışmada ortak konutun kapısını kırdığı, kadın ve kadının annesinin boyunun kısa olması ile ilgili hakaret ettiği, kadının üzerine kapı kilitleyip gittiği, kadının ise erkeğe soğuk ve mesafeli davrandığı, erkeğe ve erkeğin ailesine yeterince ilgi göstermediği, ortak konuttan ayrılırken erkeğin kıyafetlerini kestiği vakıalarının ispatlandığı, kadına kusur olarak yüklenen diğer vakıaların ise ispatlanamadığı, gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu ve bu husus gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme sonucu boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-karşı davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece, tarafların, sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı-karşı davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden davalı-karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100.00 TL. vekâlet ücretinin Canburak’tan alınıp Gül’e verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 2. HD. 10.01.2024 tarih, 2022/8862 E., 2024/85 K.)