Taraflar arasındaki menfi tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafça müvekkili aleyhine Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğünün 2015/13349 E. ve 2015/12320 E. sayılı dosyaları ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığını, takip dayanağı 20.10.2015 ödeme tarihli 48.000,00 TL, 20.11.2015 ödeme tarihli 48.000,00 TL, 30.11.2015 ödeme tarihli 70.000,00 TL, 20.11.2015 ödeme tarihli 130.000,00 TL bedelli bonolar üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ve davacının ortakları M ve C’un müvekkili S ile yapmış oldukları alışveriş neticesinde aralarında borç ilişkisi doğduğunu, müvekkiline senet verildiğini, icra takibine konu dosyalarda bulunan senetlerin takipten önce borçlu Ö’a banka yolu ile protesto amaçlı gönderildiğini, davacının protestoya cevap vermediğini, bankaya ve alacaklıya ödeme yapmadığını, davacının ödeme emirlerini kendisi almış olmasına rağmen alacak gerçek olduğundan takibe itiraz etmediğini, davanın haksız ve kötü niyetli olarak açıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul Adli Tıp Kurumundan aldırılan bilirkişi raporuyla icra takiplerine dayanak senetlerdeki imzaların davacı tarafa ait olmadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece imza incelemesinin sadece Diyarbakır 1. Noterliğinin 18.12.2016 tarihli evrak aslı esas alınarak yaptırıldığını, oysa dava konusu bonoların imzalanma tarihlerinin 2015 tarihinden önce olduğunu, imza incelemesinin de 2015 tarihinden önceki imza örnekleri üzerinden yapılması gerektiğini, tek bir imza örneği üzerinden rapor aldırılmasının hukuka aykırı olduğunu, davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, davalı tarafından dava konusu “bono”lar için protesto çekildiğini, davacının bu protestolara itiraz etmediğini, yapılan icra takibinde ödeme emrinin davacıya tebliğ edildiğini, davacının ödeme emirlerine itiraz etmediğini, aradan iki yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra, imzanın kendisine ait olmadığı gerekçesiyle menfi tespit davası açtığını, bu durumun dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ve hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davacı hakkında sahtecilik suçundan Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmaması gerektiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davaya konu takiplerin dayanağı bonolar üzerindeki keşideci imzalarının davacıya ait olmadığı usul ve kanuna uygun 12.02.2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile tespit edildiğinden mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bonolara istinaden başlatılan iki adet icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370, 371 ve 222 inci maddeleri, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, imza incelemesine konu senedin keşide tarihinden önceki tarihli, davacıya ait belge asılları getirtilmeksizin rapor düzenlenmiş olup, söz konusu rapor hükme esas alınamaz. Mahkemece davacının samimi imzalarını içeren, senet keşide tarihinden önceki keşide tarihine yakın tarihli belge asılları getirtilerek, Adli Tıp Kurumu’ndan ya da uzman bilirkişiden dava konusu senetler üzerindeki imzanın davacıya ait olup olmadığı konusunda rapor aldırılması gerekirken, yeterli mukayese imza aslı toplanmadan tanzim edilen bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2.Bozma sebebine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer yoktur.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, 13.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
(Y. 11. HD 13.06.2023 tarih 2022/536 E. 2023/3707 K.)