ARABULUCULUK ÜCRET ÖDENMESİ TALEBİNE İLİŞKİN DAVANIN İDARİ YARGININ GÖREV ALANINA GİRİP GİRMEDİĞİ!!! (22.01.2024)

DAVALI        : Adalet Bakanlığı vekili Avukat İrem Merve Elçi

DAVA TARİHİ: 09.12.2019

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen alacak davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkiline Van Arabuluculuk Bürosu tarafından 2019/56279 numaralı arabuluculuk dosyasının verildiğini, söz konusu dosyanın ticari uyuşmazlıktan kaynaklanan bir dosya olduğunu ve 5 tarafı bulunduğunu, arabuluculuk görüşmeleri sonrasında anlaşma sağlanamadığını, bunun üzerine  arabulucuk ücreti için düzenlediği 09.09.2019 tarihli ve 01307 sayılı serbest meslek makbuzunu Arabulucuk Bürosuna verdiğini, fakat Arabulucuk Bürosu tarafından 27.09.2019 tarihli makbuzun uygun görülmediği gerekçesi ile reddedildiğini, söz konusu işlemin Arabulucluk  Kanunu’na aykırı olduğunu, buna yönelik itirazı üzerine Büro tarafından  Arabuluculuk Daire Başkanlığına yazı yazıldığını, gelen yazı cevabında toplamda taraf sayısının iki olarak kabul edilmesi ve buna göre makbuz düzenlenmesi gerektiğinin bildirildiğini, ancak Arabuluculuk Daire Başkanlığı ve Arabuluculuk Bürosunun Arabuluculuk Ücret Tarifesine aykırı hareket ettiğini, müvekkilinin hak ettiği ücreti alamadığını belirterek 3.330,00 TL arabuluculuk ücretinin 09.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; tarafın bir davada kendi adına hukuki koruma isteyen ve kendisine karşı hukuki koruma istenen olduğunu, Hazineden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılacağı için, arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz düzenlenirken, taraf kavramının tarafların yargılama giderlerinden sorumluluğu çerçevesinde belirlenmesi gerektiğini, arabuluculuk ücretinin ödenmesine ilişkin yapılan idari işlemin hukuka aykırılık teşkil eden bir hükmü bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Van 1. İdare Mahkemesinin 2019/3188 E., 2019/1842 K. sayılı kararında davacı tarafından aynı konu ile ilgili olarak açılan iptal davasının görev yönünden reddine karar verildiği, davacının Van Arabuluculuk Bürosu 2019/56279 sayılı dosyasında arabulucu olarak görev yaptığı, 6325 sayılı Kanun’un 18 inci maddesi gereği anlaşmama halinde 2 saatlik ücrete hak kazandığı, 2019 tarifesine göre ise taraf başına bu ücretin 660,00 TL olduğu, uyuşmazlığın taraf tanımından ne anlaşılması gerektiği, birden fazla davacı ve davalının tek taraf olarak kabul edilip edilemeyeceği noktasında toplandığı, davacının arabulucu olarak görev yaptığı 2019/56279 sayılı dosyasının haksız fiilden kaynaklı alacak davası olduğu, davacılar ile davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, bu anlamda her bir taraf bakımından ayrı ayrı dava açılabileceği gibi aynı davada tüm davacılar birlikte davalıların tümüne karşı da dava açabileceği, taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığından davacı ve davalı sayısı kadar tarafın olduğunun kabulü gerektiği, bundan ayrı olarak 2018 yılı Arabuluculuk Tarifesi incelendiğinde birinci kısımda ticari uyuşmazlıklarda herhangi bir ayrım yapmadan taraf başına ödenecek bedeli belirlediği, aynı tarifede işçi alacakları için bu kez taraf sayısı gözetilmeksizi ibaresi kullanarak ücret belirlemesi yaptığı, kanun koyucunun işçi alacaklarında taraf sayısını davacı ve davalı olarak belirlediği, ancak ticari uyuşmazlıklarda bu ayrıma gitmediği, yine 2019 yılı Tarifesinin birinci kısmında herhangi bir belirleme yapmadan taraf başına ibaresi kullanıldığı, 2020 Tarifesinde bu kez daha ayrıntılı düzenleme yaparak 2 kişinin taraf olması halinde ayrı, 3-5 kişinin taraf olması halinde ayrı, 6-10 kişinin taraf olması halinde ve yine 11 kişi ve daha fazla kişinin taraf olması halinde ayrı ücret belirlemesi yaptığı, tüm bu düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda kanun koyucunun taraf tanımından davacı ve davalı gibi iki tarafı kastetmediği, dosyada bulunan tüm kişileri ayrı birer taraf olarak kabul ettiği, bunun aksine bir düzenlemenin kanunda bulunmadığı, ayrı bir düzenleme yapıldığında işçi alacaklarında ve 2020 Tarifesinde olduğu gibi kanunda açıkça belirtildiği, arabuluculuğa konu davada taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığı, kanuni düzenlemeler gereği 2019/56279 no.lu dosyada 2 davacı ve 3 davalının bulunduğu, taraf sayısının 5 olarak kabulünün gerektiği, davacının 5X660,00 TL =3.300,00 TL talep etme hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 3.300,00 TL brüt ücretin 09.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığınca; 6325 sayılı Kanun uyarınca arabuluculuk faaliyeti sonunda verilen hizmete karşılık olarak arabuluculuk ücretinin tarafların anlaşamamaları hâlinde, iki saatlik ücret tutarının Tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği, uyuşmazlık konusu olayda ise davacının Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmesi gereken arabuluculuk ücretinin ödenmesi talebiyle yapılan başvurusunun Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulan Arabuluculuk Bürosu tarafından reddedildiği, arabuluculuk hizmetinin kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bir hizmet olması ve bu hizmetin bedelinin 6325 sayılı Kanun gereğince Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenmesinin gerekmesi karşısında davalı idarece tek yanlı kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemden doğan uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargının görev alanına girdiği, bu durumda davacının arabuluculuk ücretinin ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemden doğan uyuşmazlık nedeniyle açılan davanın İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanunun 2 nci maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası şeklinde ikame edilmesi gerektiği, görev kurallarının kamu düzenine ilişkin olduğu, Mahkemece kendiliğinden (resen) dikkate alınmasının zorunlu olduğu, Mahkemece adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek kararın kanun yararına bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ARABULUCULUK ÜCRET ÖDENMESİ TALEBİNE İLİŞKİN DAVANIN İDARİ YARGININ GÖREV ALANINA GİRİP GİRMEDİĞİNE ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, 6100 sayılı Kanun’un 363 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca karar  kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesi.

4. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun (6325 sayılı Kanun) “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 18/A maddesinin onuncu fıkrası, on üçüncü fıkrası ile on dördüncü fıkrası.

5. 6325 sayılı Kanun’un 28 inci maddesinin üçüncü fıkrası.

6. 02.06.2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu  Yönetmeliği’nin 25 inci maddesinin altıncı  fıkrası

7. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu  Yönetmeliği’nin 26 ncı maddenin ikinci fıkrası ile dördüncü fıkrası.

8. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu  Yönetmeliği’nin “Adliye arabuluculuk bürolarının denetimi” başlıklı 58 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5 inci maddesinde, idare mahkemelerinin, vergi Mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay’da çözümlenecek olanlar dışındaki, iptal davalarını, tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklardan hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaları ve diğer kanunlarla verilen işleri çözümlemekle görevli olduğu belirtilmiştir.

2. Dava dosyasını  incelenmesinde; 2019/56279 arabuluculuk numarası üzerinden F ve H ile …. Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., Karayolları 11. Bölge Müdürlüğü arasında maluliyet ve  araç hasarı tazminatı kapsamında zorunlu arabuluculuk faaliyetinin davacı tarafından yapıldığı, görüşmelere 23.05.2019 tarihinde başlandığı, 2 oturum halinde toplantının gerçekleştiği, 22.07.2019 tarihinde görüşmelere son verildiği, anlaşma sağlanamadığı, davacı tarafından 09.09.2019 tarihli taraf sayısı 5 kişi kabul edilerek 3.300,00 TL üzerinden serbest meslek makbuzu düzenlendiği, ancak söz konusu serbest meslek makbuzunun 27.09.2019 tarihli Van Arabuluculuk Bürosu yazısı ile taraf sayısının iki olarak hesaplanması gerektiği de açıklanarak  Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığının 26.08.2019 tarihli ve 59155416-045.01(f191-E.645/20268 sayılı görüş yazısına istinaden uygun görülmediği belirtildiği, davacıya bu kapsamda ödeme yapılmadığı, davacının arabuluculuk ücretinin ödenmemesi nedeniyle idari yargıda açtığı davanın yargı yolunun adli yargı olması gerekçesiyle Van 1. İdare Mahkemesinin 2019/3188 E., 2019/1842 K. sayılı ilamıyla usulden reddedildiği, adli yargıda davanın açıldığı, Türk Ticaret Kanunu kapsamında, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmasının dava şartı olarak kabul edildiği, Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Yönetmeliği kapsamında Hazineden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücretinin yargılama giderlerinden sayılacağı, Hazine tarafından arabulucuya ödenen tutarın, dava açılması halinde yargılama sonunda haksız çıkan taraftan alınarak Hazineye gelir kaydedileceği ve yargılama giderleri olarak hükmedilen tutarın 6183 sayılı Kanun’a göre tahsil edileceği, Arabuluculuk Bürolarının denetiminin de adli yargıda olduğu değerlendirilmekle görevli yargı yolunun adli yargı yolu olduğu anlaşılmakla Mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya uygun olduğundan Adalet Bakanlığının yargı yoluna ilişkin kanun yararına temyiz talebinin reddi gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının kanun yararına temyiz talebinin REDDİNE,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

22.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

(Y. 3. HD. 22.01.2024 tarih, 2023/1697 E., 2024/305 K.)

Scroll to Top