4857 SAYILI İŞ KANUNU’NUN 92 NCİ MADDESİNE GÖRE TEFTİŞ RAPORUNA İTİRAZ. (27.12.2023)

T. C.

Y A R G I T A Y

9 .    H U K U K    D A İ R E S İ

Esas    No : 2023/14531

Karar No  : 2023/20631

Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın  reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 23.05.2018 tarihli kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılması için Mahkemesine gönderilmesine  karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili  tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki  belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA 

Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, müvekkili Şirketin İzmir’deki Bölge Müdürlüğünü teftiş ettiğini, 29.12.2016 tarihli ve 10473-İNC-35 numaralı raporu düzenlediğini, söz konusu raporun maddi gerçeğe aykırı olduğu gibi hukuka da aykırı olduğunu, Şirketin fazla çalışma yapan işçilerine gerekli ödemeleri banka kanalıyla gerçekleştirdiğini, fazla çalışma yapan işçilerine hukuka uygun bir şekilde tutulan puantaj kayıtları uyarınca ödemelerini yaptığını, çalışan bazı işçilerin ise işyerinden ayrıldığını, ayrılırken müvekkili Şirkete tüm haklarını aldıklarına dair (fazla çalışma ücreti de dâhil olmak üzere) ibraname verdiklerini, davalı Kurum tarafından hazırlanan raporda Şirketin İzmir Bölge Müdürlüğünün dört bir yanında asılı bulunan hafta içi ve hafta sonu çalışma çizelgesine dikkat edilmediğini, bu çizelgelerde yer alan yemek molaları, dinlenme molalarının değerlendirme dışı tutulduğunu, raporun hatalı bir şekilde hazırlandığını, Şirketin işçilerine fazla çalışma ücreti borcu olmadığını belirtip  Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulunun dava konusu edilen 29.12.2016 tarihli ve 10473-INC-35 numaralı raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş müfettişi tarafından hazırlanan 29.12.2016 tarih 10473-İNC-35 sayılı inceleme raporunun, 19 işçinin fazla çalışma ücretlerinin ödenmesi gerektiğine ilişkin “İşverene bildirilecek hususlar” bölümünün 22.05.2017 tarih 22444 sayılı yazı ekinde davacı Şirkete 30.05.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, 30 gün içinde en geç 29.06.2017 tarihine kadar dava açılması gerekirken davanın 03.07.2017 tarihinde açıldığını, yasal süre içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilmediğinden raporun kesinleştiğini, davacı işyerinde yapılan teftişin birinci aşamasında işyeri kayıt ve belgelerinin incelendiğini, ücretleri ödenmemiş fazla çalışmalara ilişkin hususların da bulunduğu eksik ve noksanlıkların tespit edildiğini, davada Bakanlığın taraf sıfatı bulunmadığını, davanın temelinde iş müfettişi tarafından düzenlenmiş tutanak ve rapor bulunsa da, dava konusunun rapor ve tutanaktan ziyade işçi alacağı olduğunu, teftiş sırasında işçiler ve işveren vekili ile görüşüldüğünü, işyeri kayıtlarının incelendiğini, işveren vekili ile birlikte tutanakların tutulduğunu, teftiş raporunun iptalinin mümkün olmadığını, aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunu savunarak  davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı işyeri çalışanları tarafından İzmir 7. İş Mahkemesinin 2017/605 Esas, İzmir 13. İş Mahkemesinin 2017/496 Esas sayılı dosyalarında görülen fazla çalışma alacağı taleplerine yönelik davalar hep birlikte incelenip değerlendirildiğinde, her ne kadar yargılama sırasında dinlenen tutanak tanıkları teftiş sırasındaki beyan ve tutanakları okumadan imzaladıklarını beyan etmişlerse de, hâlen davacı işyerinde çalışıyor olmaları da göz önünde alındığında beyanlarına itibar olunmayıp Kurum müfettişi raporundaki tespitlerin aksinin aynı değerdeki delillerle kanıtlanmadığı  gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

  Davacı vekili; müvekkili Şirket tarafından İzmir 1. İdare Mahkemesinde 2018/284 Esas sayılı dosyada açtıkları davanın lehlerine sonuçlandığını, müfettiş raporundaki tespitlerin yetersiz olduğunu, müvekkili Şirketçe hak edilmiş olması hâlinde fazla çalışma yapan işçilere ödeme yapıldığını, imzalı bordroların göz ardı edildiğini ileri sürerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur. 

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara,  tarafların dayandığı maddi delillere ve bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği ve ayrıca kurum müfettiş raporundaki tespitin aksinin aynı değerdeki delillerle kanıtlanamadığı gerekçesiyle  davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

 Davacı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. 

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, 4857 SAYILI İŞ KANUNU’NUN (4857 SAYILI KANUN) 92 NCİ MADDESİNE GÖRE TEFTİŞ RAPORUNA İTİRAZa ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile  371 inci maddesi.

2. 4857 sayılı Kanun’un 41, 63, 91 ve 92 nci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki  paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.

3. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

4.İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazı kaydının bulunması hâlinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir.             

5. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

6. 29.12.2016 tarihli ve 10473-INC-35 numaralı iş teftiş raporunun incelenmesinde, işyerinde yapılan teftiş sonucunda kurye ve şoförlerin haftalık 17,5 saat, büro çalışanlarının haftalık 8.5 saat fazla çalışma yaptıkları, muhasebe memurunun haftalık 7.5 saat fazla çalışma yaptığı, satış pazarlama görevlisinin fazla çalışma yapmadığı tespit edilmiş, imzalı bordrolarda bulunan fazla çalışma tahakkukları mahsup edilmek suretiyle davalı işçilerin fazla çalışma ücreti alacakları belirlenmiştir.

7. Yukarıda da belirtildiği üzere işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Bu nedenle fazla çalışma tahakkuku bulunan imzalı bordroların ait olduğu ayların alacağın hesaplanmasında dışlanması gerekirken teftiş raporunda bu hususun dikkate alınmaması hatalıdır.

8. Fazla çalışma tahakkuku olmayan bordroların veya tahakkuk olup da imza olmayan bordroların ait olduğu aylar yönünden ise; her ne kadar Mahkemece davacı tanıklarının hâlen davacı işyerinde çalışıyor olmalarının göz önünde alındığı belirtilerek beyanlarına itibar edilmemiş ise de tanıkların salt işyerinde çalışmaya devam ediyor olmaları nedeniyle beyanlarına itibar edilmemesi hatalıdır. Bu nedenle davacı tanık beyanları değerlendirilmeli sonucuna göre bir karar verilmelidir.

9. Öte yandan, Bölge Adliye Mahkemesince fazla çalışma alacağı bulunduğu belirlenen işçilerin davaya dâhil edilmesine dair kaldırma kararı vermesi ve İlk Derece Mahkemesince bu işçilerin davaya dâhil edilmesi üzerine davacı tanığı olarak dinlenen S.Y.Y ve İ.Z davalı konumuna gelmişlerdir. Tanık olarak dinlenen davalıların beyanlarının kendileri bakımından bağlayıcı olduğu da dikkate alınmalı, tüm dosya kapsamı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

27.12.2023  tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Scroll to Top